Yazar Eylem Tok’un 17 yaşındaki oğlu T.C.’nin yaptığı kazada oğlu Oğuz Murat Aci’yi kaybeden acılı baba Özer Aci, “Ömrüm vefa ettiği müddetçe mücadeleme devam edeceğim. Okula arabayla gidip geldiği, 3-5 sefer ceza yediği varsayılıyor. Kaza geliyorum dedi, anne baba önlem almadı. Eylem Tok, babası sormuyor, diğer aileler, ‘Bizim çocuk da 2’nci arabadaydı, başınız sağ olsun’ demek bu kadar zor mu? Bizim çocuklar olmasa birinci arabada birkaç kişi ölseydi ne yapacaklardı? Bu çocukların vicdanları nasıl rahat. ABD’de ’4 katı fiyat vereyim, otelde isim geçmesin’ yani vicdansızlıklarına devam ediyorlar. Daha oğlumun mezarına eşim hiç gidemedi” dedi.
Eyüpsultan’da 1 Mart 2024’te yazar Eylem Tok’un 17 yaşındaki oğlu T.C.’nin karıştığı trafik kazası sonucu 4 kişi yaralanırken 29 yaşındaki Oğuz Murat Aci’nin hayatını kaybetmesi ve ABD’ye kaçan anne oğulla ilgili soruşturma devam ediyor. Eylem Tok, olaydan sonra yaptığı açıklama dönerek adalete teslim olacaklarını belirtilirken Mısır’dan ABD’ye geçmesi tepkilere neden olmuştu. İddiaya göre anne oğulun kaldıkları otelde müşteri listesinde isimlerinin yer almamaları talep edilirken, Oğuz Murat Aci’nin acılı babası yaşananlara ilişkin konuştu. Öte yandan baba Aci, ehliyetsiz sürücü T.C.’nin okuluna da araçla gidip geldiğine dair iddiaların kendisine ulaştığını belirtti.
“‘4 katı fiyat vereyim, otelde isim geçmesin’ vicdansızlıklarına devam ediyorlar”
Kazanın üzerinden yaklaşık 1 ay geçmesine rağmen anne oğulun teslim olmamasına tepki gösteren baba Özer Aci, “Yarama bir merhem olunmuyor, olunmadı. Sosyal medyadan öğreniyoruz, ‘4 katı fiyat vereyim, otelde isim geçmesin’ yani vicdansızlıklarına devam ediyorlar. Bakalım, nereye kadar devam edecekler, sabırla bekliyorum, adaletin yerini bulacağına inanıyorum. Getirsin, çocuğunu bir an önce teslim etsin, kendi de teslim olsun. İlk zamanlar doğru dürüst ağlayamadık, taziyemizi kabul edemedik ama sesimi dünyaya duyurdum. Anne Amerika’da olmasına rağmen halen yolsuzluklara, yasa dışı yollara giderek kendini korumaya çalışıyor. Çalışmasın, gelsin, adalete teslim olsun, eninde sonunda gelecek. Kendini korumak istiyor, en son da otele gidip ‘İsmim müşteri lisesinde olmasın, 4- 5 katı ücret vereyim’ diye talepte bulunan bir insan, bu beklenir, yani sonuçta ‘Bir yıllık ev kiralayayım da beni kimse bulamasın, edemesin’ ama benim gibi yürek taşıyan Amerika’da da insanlar olduğunu biliyorum. Nasıl taksiye binerken resmini çekmişseler çok özür dileyerek söylüyorum yüzüne tükürmüşseler, bugün yarın onu yine bulacaklar, yüzüne tükürecekler yine yanımda olduklarını beyan edecekler. Yaşım, ömrüm vefa ettiği müddetçe mücadeleme devam edeceğim. Oğlumun mezarına üç sefer gittim, birinci veya ikinci gündü. Yataktan kalkmışım, kendimi bir an mezarı başında buldum, sabah beş miydi, altı mıydı hatırlamıyorum. Mezarın başına eşim hiç gidemedi, dertleştik. Eşi, şu ana kadar yanılmıyorsam bir sefer çocuğuyla beraber gitti” dedi.
“Eylem Tok, babası sormuyor, diğer aileler ‘Başınız sağ olsun’ demek bu kadar zor mu?”
Kaza sonrası kaçmalarının yanı sıra kendilerine taziye dileğinde de bulunulmadığını söyleyen baba Aci, “En son 15’inci gün adliyeye ifadeye geldiğinde orada taziyeye gittiğini, maddi manevi her zaman acılı ailenin yanında olduğunu söylüyor. Fakat şu ana kadar ne gelen giden var ne de arayan soran var. Geçenlerde bize ulaşıldı, kızının aynı okulda olduğunu, çocuğun okula arabayla gidip geldiği ve ailesinin göz yumduğu söylendi. Okula gitme gelme, akşamları dolaşma esnasında geçtiğimiz birkaç ay içerisinde 3-5 sefer ceza yediği, büyük ihtimalle hız cezaları olduğu varsayılıyor. Bir tedbir almış olmaları lazım, almadıklarına göre bu cezaları çocuk yemiştir. ‘Anahtarı çocuk evden almış, çıkmış’ diyorlar fakat en son görüntülerde kaza yapmadan önce kafeye annesine geliyor. Ayaküstü sohbet ediyorlar, bu kaza geliyorum dedi, anne baba önlem almadı. Anne baba önlem alsaydı bu kaza geliyorum demezdi. Görgü tanığı, ‘Beni hızlı bir şekilde geçtiler’ diyor. En son kadran 160-170’te takılı kalmış. Orman yolunda 160-170, yarışıyorsun orası yarış yeri mi? Bugüne kadar ne söylemişseler tersine oldu, söylemleri, açıklamaları külliyen yanlış. ‘Ölü olsaydı yurt dışına kaçmazdık’ deniyor, ölü olduğu için yurt dışına kaçtılar. Kendi çocuklarını koruyorlar, orada 5 çocuğumuzu ölüme terk ediyorlar. Utanmadan söylüyor, U dönüşü almış, oradan uzaklaşmış, yazıklar olsun. Keşke azıcık vicdan olsaydı da bizim çocuklara da yardım etseydi, belki çocuğum yaşıyor olurdu. Eylem Tok, babası aramıyor, sormuyor diğer aileler, ‘Ya bizim çocuk da 2’nci arabadaydı, bizimkiler de ölebilirdi’ bir empati kurup ‘Gençlere geçmiş olsun, sizin de başınız sağ olsun’ demek bu kadar zor mu? Cip de olaya karışmış, hasar olduğu söyleniyor, tutanaklarda geçmiyor, onu süren çocuğa acaba ne işlem yapıldı?” diye konuştu.
“Kan, can parasıymış, benim hiç umurumda değil”
Sözlerini sürdüren Aci, 25 günü 25 yıl gibi yaşamış gibi duruyorum, bazı şeyleri hatırlamıyorum, yaşam da zor. Bizim çocuklar orada olmasa çocuğu oradan uçup, birinci arabada birkaç kişi ölseydi acaba ne yapacaklardı? Bu çocuklar okula gidiyorlar, okula gidip nasıl eğitim alıyorlar, vicdanları nasıl rahat. Kan, can parasıymış, benim hiç umurumda değil. Onların bir lokması boğazımdan aşağı geçmesin, Allah da nasip etmesin. Bu benim davamdan çıktı, bu artık insan olan vicdanın davası oldu. Eylem Tok’un annesi aile dostumuzu aramış, taziyeye gelecekmiş, kız kardeşi mi ne varmış yanında. Ben de aynı istemimi ilettim” şeklinde konuştu.
Oğuz Murat Aci’nin kuzeni Anıl Aci de geçtiğimiz günlerde emniyet şeridindeki aracına çarpan araç sonucu yaşamını yitirmişti. Arka arkaya 2 büyük acı yaşadıklarını söyleyen baba Aci, “Ben onun cenazesine gidemedim. Çok üzücü bir olay, tesadüfen, üst üste olmaları, denk gelmesi, anlatılır gibi bir şey değil” diye konuştu.