Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Almanya’da karaciğer nakli bekleyen genç kıza Tokat’taki kuzeni umut oldu

SOLDAN SAĞA – MELİSA’NIN DONÖR KUZENİ OĞUZHAN YAZICI MELİSA ALTINIŞIK

SOLDAN SAĞA - MELİSA'NIN

İzmir’de, nadir görülen ‘karoli’ hastalığına yakalanan ve zaman içerisinde karaciğer nakli olması gereken 24 yaşındaki Melisa Altınışık’a dayısının oğlu umut oldu. Nakilin ardından hayata tutunan genç kız, “Kuzenim benim için kendini feda etti. Benim bir abim var. Artık ikinci abim de kuzenim” dedi.

Almanya’da yaşayan üniversite öğrencisi ve bir spor kulübünün kadın futbol oyuncusu Melisa Altınışık, birtakım şikayetleri sebebiyle Almanya’da bir hastaneye başvurdu. Hastanede yapılan tetkikler sonucu genç kızda safra kesesi taşı olduğu tespit edildi. Şikayetleri devam eden Altınışık’a 2023 yılı Aralık ayında ise nadir görülen ‘karoli’ hastalığı teşhisi konuldu. Talihsiz kız bu süreçte yaklaşık 1 yıl boyunca sık sık hem enfeksiyona yakalandı hem de hastanede yatarak tedavi gördü. Durumu gittikçe ciddileşen Altınışık’a son olarak ‘acil bir şekilde karaciğer nakli yapılması gerektiği’ söylendi. Ardından Almanya’da nakil için bekleme listesine alınarak bir süre donör bekledi. Daha sonra genç kıza Tokat’ta yaşayan dayısının oğlu Oğuzhan Yazıcı (27) donör oldu. Donörün bulunmasıyla tedavi için Türkiye’ye gelen Altınışık’ın ameliyatı Acıbadem Kent Hastanesi Karaciğer Nakli ve Hepatobiliyer Cerrahi Bölümü kurucu başkanı Prof. Dr. Murat Kılıç ve ekibi tarafından gerçekleştirildi. Altınışık şimdi ise sağlığına kavuşup hem üniversiteyi bitirmeyi hem de futbol alanında ilerlemeyi hedefliyor.

“Ölümden dönmüş bir hastamızdı”

Operasyona ilişkin bilgiler aktaran Prof. Dr. Murat Kılıç, “Melisa Almanya’dan gelen bir hastamız. Daha önce de e-mail yoluyla temas kurmuştuk. Karoli adında bir hastalığı var. Bu hastalıkta karaciğer içindeki safra yolları genişliyor. Baloncuk gibi bir yapıya dönüyor. Karaciğeri sünger gibi olmuştu. Zeminde taş ve çamur oluşup devamlı enfeksiyon hali mevcuttu. Safra yolu iltihapları, çok ciddi bir enfeksiyon. Kan zehirlenmesi, dediğimiz olaya çevirip hayatı tehdit eden bir durum oluşturuyor. Melisa da son 1 yılını devamlı hastanelerde geçirmişti. Safra yollarına 6-7 kez müdahale edildi. Ölümden dönmüş bir hastamızdı. Karaciğer nakli acil olması gereken bir duruma gelmişti. Kuzeni Oğuzhan verici olunca hızlıca çalışmalarını yaptık ve nakil de iyi geçti. 1 haftası doldu ve organ vücuda tutunmuş gözüküyor. Bir aksilik olmazsa birkaç gün içinde taburcu etmeyi planlıyoruz” açıklamalarında bulundu.

Nadir görülen bir hastalık

Karoli hastalığının çok nadir görüldüğüne işaret eden Prof. Dr. Kılıç, gerçekleştirdikleri 2 bin nakil içinde yaklaşık 10 tanesinin ‘karoli’ hastası olduğunu belirtti.

“Almanya’daki doktorlar Türkiye’de nakil olmasını söylemişler”

Altınışık’ın Almanya’dan kendilerine güvenerek geldiğini ifade eden Kılıç, şunları kaydetti:

“Fakat organ sıkıntısı bütün dünyada var. Orada da uzun süre bekleyeceğini söylemişlerdi. Biz organ nakillerinde dünyada en ileri ülkelerden birisiyiz. Özellikle canlı vericiler büyük avantaj. Melisa’nın da kuzeninin olması, hemen canlı vericiye yönlendirdi. Oradaki doktorlar da Türkiye’de olmasını söylemişler. O da araştırıp bize geldi.”

“Artık ikinci abim, kuzenim”

Rahatsızlandığı günden beri çok ağır enfeksiyonlar geçirdiğini belirten Melisa Altınışık, “Almanya’da kadavra lisesine girdim. Maalesef uzun sürdü. Canlı donör de orada Türkiye’deki gibi gelişmiş değildi. Türkiye’deki ailem de bana destek çıktı. Bana uyumlu donör var mı diye test ettik. Kuzenim benim için kendini feda etti. Bu kadar istekli olması beni gerçekten çok gururlandırdı. Çok güzeldi çünkü insan sağlığına kavuşuyor. Benim bir abim var. Artık ikinci abim de kuzenim. Ciğer kardeşimiz artık” diye konuştu.

“Korkularımızın önümüze geçmesine izin vermemeliyiz”

Melisa Altınışık’a donör olan kuzeni Oğuzhan Yazıcı da şunları söyledi:

“Bence herkesin yapması gereken bir şeyi yaptığıma inanıyorum. Çünkü ister istemez ilk başlarda içimde korku vardı. Ama korkularımızın önümüze geçmesine izin vermememiz lazım. Çünkü hayat kurtarmak herkese sunulan bir fırsat değil. Bence elinde olan fırsat buldukça korkularının önüne geçmeli. Sonuçta karşılığında hiçbir şey beklemeden bir can kurtarıyorsunuz.”

5-6 ay boyunca işine geri döneceğini düşünmediğini söyleyen Oğuzhan Yazıcı, 6 ay değil 6 yıl bile olsa bu duruma değeceğini ifade etti.