Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Annelik Sempozyumu ve annelik kavramı

ANKARA TİCARET ODASI EV SAHİPLİĞİNDE VE KORU HASTANESİ ÖNCÜLÜĞÜNDE ‘ANNELİK SEMPOZYUMU’ DÜZENLENDİ.

ANKARA TİCARET ODASI EV

ANKARA (İHA) – Ankara Ticaret Odası ev sahipliğinde ve Koru Hastanesi öncülüğünde Annelik Sempozyumu düzenlendi.

Annelik hakkında toplumda farkındalık oluşması, anne ve anne adaylarının beden ve ruh sağlıklarına değer vermeleri, sosyolojik açıdan annelik kavramının önemi gibi alanlarda, insanların bilgilendirilmesini amacıyla ‘Annelik Sempozyumu’ gerçekleştirildi. Ankara Ticaret Odası (ATO) ve Koru Hastanesi öncülüğünde gerçekleşen sempozyumda anneliğin sadece doğurmakla değil, geniş bir kavram olduğuna dikkati çekildi.

Programda bir açılış konuşması gerçekleştiren ATO Başkanı Gürsel Baran, Anneler Günü’nün kutlandığı mayıs ayında böyle bir programın düzenlenmesini çok anlamlı bulduğunu ifade ederek, emeği geçenlere ve Koru Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü hekimi ve Doğasında Doğum Derneği Başkanı Prof. Dr. Aydan Biri’ye teşekkür etti.

“Anne fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklıysa yetiştirdiği bireyler de aynı şekilde sağlıklıdır”

Annenin hayatın kaynağı olduğunu da sözlerine ekleyen Baran, “Tüm evrenin yaratıcısı yüce Allah’tır. Kadın vücudunu bebeği için yuva yaparak Rahim, yavrusunu sarıp sarmalayarak da Rahman ismini tecelli ettiriyor. Anne çocuk ilişkisi çocuğun birey olarak sağlıklı bir şekilde büyüyüp gelişmesinin de merkezi oluyor. Anne çocuğun bağlanma, güven ve öz saygı ve duygusunun gelişmesinde, benliğinin oluşmasında temel belirleyicidir. Anne hayata dair her şeyin öğrenildiği bir ilkokuldur. Bir toplumda anne fiziksel ve ruhsal olarak sağlıklıysa yetiştirdiği bireyler de aynı şekilde sağlıklıdır ve huzurludur” ifadelerini kullandı.

Koru Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü hekimi ve Doğasında Doğum Derneği Başkanı Prof. Dr. Aydan Biri’ ise, “Annelik biyolojik olarak doğumla başlayan bir süreç olmasına rağmen ben anneliğin, doğum test çubuğunun insanın eline almasıyla başladığını görüyorum. Çünkü kadının gebelik testinin pozitif olduğu andan itibaren muhtemelen biyolojik olarak annelik beklentisi başlıyor” dedi.

“Anneliği hukuki, sosyolojik ve kültürel açılardan da çok geniş yelpazelerde tanımlamak mümkün”

Biri, doğumun gerçekleşmesinin ardından annelik rolünün biyolojikmen başladığını ve bunun bitmeyen bir süreç olduğuna da dikkati çekerek, “Anne dişi bir ebeveyn olarak sözlükte yer alsa da biyolojik anneliğin dışında hukuki sosyolojik ve kültürel olarak çok geniş bir yelpazede anneliği tanımlamak ve yaşamak mümkün görünüyor. Sosyal annelik ve yasal annelik kavramlarını daha sonraki konuşmacılarımız bizlere anlatacaklardır ama benim Türkiye’de gözlemlediğim şey anneliğin biyolojik olmaktan daha çok sosyal, kültürel ve diğer kavramlarla genişletilmiş bir şekilde uygulandığı. Büyük bir yelpazede kültürel normlar, aile yapısı, kişisel değerler ve toplumsal beklentiler birçok faktöre dayalı da değişkenlik gösteren bir kavram” ifadelerini kullandı.

“Annelik biyolojik olarak çok karmaşık bir süreç”

Anneliğin doğum öncesinden başlayan ama tanım olarak doğduğu andan itibaren başlayan bir kavram olduğunu da belirten Biri, “Annelik ve özellikle insan anneliği biyolojik olarak çok karmaşık bir süreç. Doğan bebeğin bakımsız kalmaması, sahipsiz kalmaması, büyütülmesi çok kompleks bir canlı insan canlısı. Diğer canlılar gibi değil. Babamın dediği gibi ‘insan yavrusu, dana yavrusu değil ki yalayınca yürüsün’. Sinir sistemi açısından ve biyolojik süreçler açısından o bebeğe bakmayla ilgili müthiş bir dürtüsel sürecimiz var. Bu süreç asla kadının keyfiyetine bırakılmıyor, bebek büyüsün, hayata ulaşsın, korunsun, sağlıklı bir şekilde yetişsin amacı var. Dolasıyla annenin müthiş sevgi ve şefkatinin arkasında ciddi bir hormonel akış ve biyolojik süreç var” diye konuştu.

“Kültürel ve diğer değer yargıları anneliğin etkilendiği süreçler olarak karşımıza çıkıyor”

Biri, annelik sürecini belirleyen hukuksal ve yasal sorumlulukların da olduğunu ifade ederek “Türkiye’de kadınlar, gözlemlediğim kadarıyla anneliğini kadınlığıyla birleştirmiş, kadını artık anneliğin içinden çıkaramadığımız yoğun bir süreçte kültürel ve diğer değer yargıları da anneliğin etkilendiği süreçler olarak karşımıza çıkıyor” şeklinde konuştu.

“Ev işleri de annelik kavramına yerleştirilmiş durumda”

Anneliğin sosyal ve kültürel olarak çok geniş bir kavram olduğunu söyleyen Biri, “Bildiğiniz ne kadar iş varsa hepsi annelik. Çocuğa bakma, yedirme, uyutma, eğitme, duygusal destek verme aklınıza gelebilecek her şey annelik çatısı altında. Yani biz anne olduktan itibaren başka hiçbir şey yapmamıza gerek yok bütün sürecimiz bunlarla tamamlanıyor. Evrensel olarak da ülkeden ülkeye değişmekle birlikte bu az önce söylediğim kavramların tümü aslında birçok ülkede annelik rolü üzerine yerleşmiş kavramlar olarak karşımıza çıkıyor. En beğendiğim şey de bu ikinci sıraya işaretledim. Türkiye’de ev işleri de annelik kavramına yerleştirilmiş vaziyette. Yani kadın her şeyi yapmakla yükümlü” değerlendirmesinde bulundu.