Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Gülten İmren
Gülten İmren

ASIL FİLM ŞİMDİ BAŞLIYOR

Kaz Dağları’nı talan eden Kanadalı maden şirketi Türkiye’den çekilme kararı aldı. Kanadalı Alamos Gold altın madeni işletmecisi giderken yarattığı felaketlerin devamını sağlaması için şirketi Tümad Madenciliğe satarak gidiyor. 60 yıllık sözleşmesi olan bu şirket Kirazlı, Çamyurt ve Ağı Dağı projelerini de Tümad şirketine devrederek karşılığında 470 milyon dolar alacak. Halkı sefalet içerisinde yaşayan ülkemin kaynakları bakın nerelere ve kimlere harcanıyor.

Alamos şirket müdürü Ahmet Şentürk “Kaz Dağları’nı bize 60 yıllığına verdiler, gidin arayın bulun işletin dediler. Ancak on yıl sonra ruhsatımızı uzatmadılar. Ağaçları kestiğimiz için Orman Bakanlığı’na 54 milyon TL ödedik” deyip haklı olduklarını savunmaya çalıştı.

Güzel kardeşim, “45 bin ağaç kestik” dediniz; 375 bin ağaç kestiniz. Halkı huzursuz ettiniz, siyanür kullandınız, havayı suyu kirletiniz, Çanakkale ve Edremit Körfezi’ni yollara döktünüz. Olmadı, dikkat çekmek için Fazıl Say konseri verildi, tınlamadınız. İnsanları jandarmaya dövdürdünüz. Kaz Dağları’nın altını aldınız, üstüne üstlük 470 milyon dolar para alacaksınız ve devrettiğiniz şirket doğayı talan etmeye devam edecek. Daha neyin peşindesin anlamak gerçekten çok zor.

Asıl konumuz maden, ancak bu yeni bir film; yani asıl film yeni başlıyor.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın torba yasa ile kanunlaşan “Zeytinliklerde maden arama” kararı geçtiğimiz aylarda çeşitli direnişlere sahne olmuş. Köylüler oturma eylemleri yaparak seslerini duyurmaya, kamuoyu oluşturmaya çalışmış ancak hiçbir işe yaramamıştı.

Bu yasa sonrası iktidara yakınlığı ile bilinen Cengiz Holding YK Enerji, Muğla’nın Akbelen ormanlarını bitirdiği gibi şimdi de Milas ilçesinde zeytin tarlalarına girip sayım yapmaya başladı.

Akbelen ormanlarına direnen sembol isimlerden Zehra Yıldırım Nene, zeytin ağaçlarını korumak için iş makinelerine direnmek istedi ancak 90 yaşında olduğundan fazla dayanamadı. Dün hayatını kaybetti ve köyünde toprağa verildi. Zehra Nene’nin toprağı kurumadan iş makineleri zeytinleri sökmeye başladı. Zeytin uğruna bakalım kaç can daha telef olacak ve bu olay ne ilk ne de son olacak.

Kayyumlarla, tutuklamalarla halkı oyalayarak “cambaza bak” taktikleriyle zeytinliklerimiz yok olma yolunda. Peki sadece yok olan zeytinlikler mi? Yok olan pek çok değerlerimiz var ancak ya “bana ne” diyoruz ya da bazı konuları görmezden geliyoruz. Şunu unutmayalım: “Az yaşa çok yaşa, akıbet gelir başa” demiş büyüklerimiz.

Bakın, okullar açılalı henüz bir hafta oldu. Yüzlerce veli çocuğunu servise veremiyor. Neden? Para yok. Beslenme çantaları bomboş. Neden? Para yok. Yumurta sadece bir ayda 3 kez zamlandı. Bunlara katlanmak çok zor ancak baskılara karşı dik durmak daha da zor.

Baskılar demişken aklıma geliverdi. Yaşım yetmiyor ama sosyal medya ile aram iyi olunca çıkarıp bulmakta zorlanmıyorum. Bakın baskılarla ilgili ne buldum:

Zamanın Başbakanı Adnan Menderes, Manisa’da yaptığı bir konuşmada herkesi Vatan Cephesi’ne üye olmaya davet ediyor. Üye olmayanları ise vatan haini ilan ediyor. Bu üyeliği kabul etmeyenlerden biri de Aşık Veysel. “İnsanın hürriyeti kısıtlanamaz” deyip resti çekiyor ve Sivas Valisi tarafından cezalandırılıp seyahat etmesi yasaklanıyor.

Bunun üzerine Aşık Veysel “Vatan haini olur mu?” deyip şu şiiri yazıyor:

Demokrasinin budur rejimi
Vatan milletindir, kim kovar kimi?
Sıkma savcıları, kovma hakimi
Şekavet yok, adalet var bu yolda

Topkapı’da, Kayseri’de, Uşak’ta
Kimin hakkı vardır bu sefil halkta?
Parmaklar oynuyor türlü nifakta
Selamet yok, felaket var bu yolda

Radyo denilen milletin malı
Neşriyatlar tarafsız olmalı
Hakimiyet milletindir bilmeli
Esaret yok, hep millet var bu yolda

Manasız mantıksız Vatan Cephesi
Vatan milletindir, bu neyin nesi?
Maksat Menderes’in seçim dalgası
Menderes yok, memleket var bu yolda

Milletsiz bir devlet yoktur olamaz
Eğri bakan aradığını bulamaz
Hiçbir parti ebediyen kalamaz
Şikayet yok, nihayet var bu yolda

Veysel söyler ama duyulmaz sesi
Doğru diyene diyorlar asi
Böyle değildi şu demokrasi
Tahkikat yok, hürriyet var bu yolda

Veysel’in şiirinin ikinci kıtasında Topkapı, Kayseri, Uşak sözleri İsmet İnönü’nün 1959 yılında Yeşilköy Havalimanı’ndan şehir merkezine gelirken verilen talimatla Topkapı önünde trafik müdürü tarafından durdurulduğu sırada halkın saldırısına uğramasına atıfta bulunuyor. Aynı yıl Uşak gezisi engelleniyor. 2 Nisan 1960 yılında İsmet Paşa’nın bindiği tren Vali Ahmet Kınık emriyle durduruluyor. Gerekçe: iki yüzlülük, nifak, fesatlık ve huzursuzluk çıkartmak. Bu kişi Mustafa Kemal’in silah arkadaşı ve birçok savaş kazanmış bir komutan.

Kalın sağlıcakla.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER