Özhaseki, Samsun Büyükşehir Belediyesince Çok Amaçlı Salon’da düzenlenen “Samsun Kültür Sanat Çalıştayı Vizyon Programı”nda, kültürün, milletlerin millet olarak var olmasını sağlayan unsurlar arasında bulunduğunu söyledi.
Milletlerin var olması ve devam etmesinin teminatının kendi kültürleri olacağını vurgulayan Özhaseki, “Bizi biz yapan değerler, bizim kültürümüzün bir parçası.” dedi.
“Eğer şu kalabalık orman gibi olan insanlık alemi içerisinde yolumuzu bulabileceksek, doğru noktamızı tespit edip devam edebileceksek, anahtarı kendi kültürümüz.” diyen Özhaseki, şöyle devam etti: “Yoksa her an Allah korusun, darmadağın olup gideriz. Mevlana Hazretleri buyuruyor ki, ‘Aynı dili konuşanlar değil, aynı duyguyu paylaşanlar anlaşırlar’. Aynı duyguyu paylaşmak önemli. O yüzden kendi kültürümüz, kendi değerlerimiz, bizi biz yapan değerler diye durmadan altını çize çize bahsetmeye çalışıyoruz. İnançlarımızda farklılık olur, başkasına benzemek istemeyiz ama kültür devam eder su gibi akar gider. Bu topraklarda bizden önce yaşayan hangi kavimler varsa, hangi kültürler ve medeniyetler var ise onların devamlı olarak yemek kültürü de gelişir, oturma, kalkma da gelişir, benzer bir davranış biçimi aynı şekilde devam eder gider. Bunlara sahip olmak gerekir. Bunlar zaten somut olmayan miras olarak her yerde kaybedilmemeli diye düşünüyorum. Neslimizi eğer şu an baskın olan Batı kültürünün tesiri altına terk edip gideceksek, kendimize has bu değerleri ortaya çıkarıp yavrularımızı, gençlerimizi bunlarla donatmayacaksak, emin olun neticesinde çok acı akıbetler bizi bekler.”
“Batı’yı taklit edersek kötü bir kopyası oluruz, yok olup geçip gideriz”
Gençlerin liderlerden, kültürlerden, kitaplardan, fikirlerden çok etkilenmediğini, daha çok sosyal medyayla meşgul olduklarını söyleyen Özhaseki, “Gençleri daha çok global kültür etkiliyor, küresel kültürün tesiri altında kalıyorlar.” diye konuştu.
Bakan Özhaseki, şunları kaydetti: “Onlar festivallere daha yatkınlar ve oradaki (sosyal medyadaki) güncel magazin, onları cazip şekilde çekiyor. Bunlar olabilir ama burada bir tehlike görmüyor musunuz? İki yaşındaki çocuk eğer ağlıyor da annesi yemek yediremiyor, ona açtığı tabletten yabancıların hazırlamış olduğu bir şeyler gösteriyor ve çocuğu uyutuyorsa, oyalıyorsa burada bir tehlike görmüyor musunuz? Onun içine konan filmlerin her birisinde emin olun çok arka planda dehşet bir çalışma var. Kendilerine has değerleri benimsetme var ama biz çocuklarımıza şimdi Batı kültürünün, özellikle küresel anlamda her tarafı ezen ve tesiri altına alan bu kültürü verdikçe bir tehlikenin arkadan koşarak gelebilmesini hissediyorum. Bu, beni son derece rahatsız ediyor. Eğer Batı’yı taklit edersek kötü bir kopyası oluruz, yok olup geçip gideriz. İnşallah bizler bu durumlara düşmeyiz.”
Özhaseki, Anadolu coğrafyasının dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri olduğunun altını çizerek, “Bilim adamları öyle söylüyor, insanoğlunun topluca medeniyet kurarak yaşadığı iki bölge var. Birisi Mezopotamya, birisi de Anadolu coğrafyası.” ifadelerini kullandı.
“Cennet gibi bir vatana sahibiz ama iki dezavantajı var bu toprakların” diyen Özhaseki, “İkisi de yerin altında. Biri fitne odakları hiç bitmez, her dönemde mutlaka bir fitne daha vardır. Dikkat edin, içerideki cahiller, gafilleri kendi kültürümüzde donanmamış olanları dışarıdan satın alarak tahrik ederler ve yönlendirirler, başımıza bela ederler. İkincisi de depremsellik. PKK gibi bir örgüt, FETÖ gibi örgüt, DHKP-C gibi örgüt, IŞİD gibi bir örgüt bu toprakların yerli malları mı? Peki kim bunlara bu destekleri veriyor derseniz, bugün Filistin’de, Gazze’de çocukların ölmesine, kadınların ölmesine, hastanelerin bombalanmasına, eğitim yuvalarının bombalanmasına göz yumup ateşkes bile diyemeyenler var ya, ‘Yapmayın, öldürmeyin’ diyemeyenler var ya, işte onlar arkadaşlar.” değerlendirmesini yaptı.
“Kentsel dönüşüm yapmaktan başka çaremiz yok”
Mehmet Özhaseki, deprem ülkesinde bulunmalarından dolayı kentsel dönüşüme yoğunluk verdiklerini dile getirerek, konuşmasını şöyle tamamladı: “Her sene 2 veya 3 yıkıcı deprem meydana geliyor, 485 hareketli fay hattı var ülkemizde. Her an her yerde olabilir. Peki ne yapmalıyız? Onunla savaşabilir miyiz? Yenik düşeriz. Ona mani olabilir miyiz? Olamayız. Mevlana’dan bir söz, ‘Akıl sonradan dize vurup dövünmek ve ağlamak için değildir. Önceden tedbir alıp yola devam olmak içindir’ diyor. Konutlarımızı, evlerimizi, iş yerlerimizi sağlam yapmalıyız. Yapılmış olan mevcut stoklara bakıp eğer orada bir sıkıntı varsa, risk teşkil ediyorsa yasalar çıkardık, iki üç aydır uğraşıyoruz. Kentsel dönüşüm yapmaktan başka çaremiz yok.”
Samsun Valisi Orhan Tavlı, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Trabzon Milletvekili Mustafa Şen, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Demir de konuşma yaptı.
Samsun Cumhuriyet Başsavcısı Mehmet Sabri Kılıç, Ondokuzmayıs Mayıs Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Yavuz Ünal, Samsun Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mahmut Aydın, AK Parti İl Başkanı Mehmet Köse, MHP İl Başkanı Burhan Mucur ile, akademisyenler ve vatandaşlar katıldığı etkinlik sonunda, 20-22 Ekim tarihlerinde gerçekleştirilen Samsun Kültür Sanat Çalıştayı’nda görev alanlara katılım belgeleri verildi.
Gönül DİNÇ