Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Bakan Yardımcısı Gizligider: “5 yıl sonra kişi başına 975 metreküp su düşecek, bu su fakiri dediğimiz sınırın altı oluyor”

TARIM VE ORMAN BAKAN YARDIMCISI EBUBEKİR GİZLİGİDER, TEDBİR ALINMADIĞI TAKDİRDE 5 YIL SONRA TÜRKİYE’DE SU KAYNAKLARININ YÜZDE 20 DÜŞECEĞİNİ SÖYLEDİ.

TARIM VE ORMAN BAKAN

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, su tasarrufunun önemine değinerek, “15 yıl sonra ülkenin nüfusu yüzde 10 artarsa 93 milyon oluyor ama tedbir almazsak 5 yıl sonra su kaynakları yüzde 20 düşüyor; kişi başına 975 metreküp su düşecek. Bu, su fakiri dediğimiz sınırın altı oluyor” dedi.

Tarım ve Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, bir dizi programa katılmak üzere Çankırı’ya geldi. Bakan Gizligider’in Çankırı’daki ilk durağı Çankırı Valiliği oldu. Çankırı Valisi Mustafa Fırat Taşolar’ı ziyaret eden Bakan Gizligider, daha sonra İl Tarım ve Orman Müdürlüğü tarafından düzenlenen Üretim Planlaması Sunumu programına katıldı. Düzenlenen programda su tasarrufunun önemine değinen Bakan Yardımcısı Gizligider, geleceği planlarken kaynakların dikkate alınması gerektiğini belirtti.

“Su varsa hayat var, su yoksa hiçbir şey yok”

Geleceğinin kaynaklarının harcanmaması gerektiğini vurgulayan Gizligider, “Türkiye, bu gidişle 2050 yılında 105 milyon olacak. 2023 itibariyle bizim 112 milyar metreküp suyumuz var. Kişi başına bin 313 metreküp su düşüyor. 5 yıl sonra ülkenin nüfusu yüzde 10 artarsa 93 milyon oluyor ama tedbir almazsak 5 yıl sonra su kaynakları yüzde 20 düşüyor, kişi başına 975 metreküp su düşecek. Bu su fakiri dediğimiz sınırın altı oluyor. Sürdürülebilirlik de dünyanın gündeminde. Sürdürülebilirlik kelimesini önümüzdeki yıllarda çok daha fazla duyacağız. Sürdürülebilirlik, bugünün kaynaklarıyla bugünü ve yarını planlamaktır, yarının kaynaklarıyla bugünü kullanmak, harcamak değil. Su varsa hayat var, su yoksa hiçbir şey yok. Sulu tarım ya da kuru tarımda da en az 4 kat fark ediyor. Temele suyu koyduk, yönlendirici olmak istiyoruz, cezalandırıcı değil. Kolumuza girin, beraber kazanalım” dedi.