Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Gülten İmren
Gülten İmren

BİZ NEDEN FAKİRİZ

Gerçekten soruyorum: Biz neden fakiriz? Hani o çok bilmiş amcalar vardır ya, “Çıkar bakayım telefonunu” diyenler veya “İşsizlik yok, gençler iş beğenmiyor” diyenler… Bu tür insanların sayısını tespit etmeye kalksak, inanın işsizlerden daha çoktur. İş beğenmeyeni de fakir, çalışanı da fakir, işçisi de fakir. Kısacası, biz neden fakiriz?

Sayın Cumhurbaşkanımızın yıllar önce söylediği doğru galiba: “Fakir, çalmasını bilemediği için fakirdir” demişti. Demek ki bu ülkede fakirler çoğunluktaysa, kimsecikler bir şeyler çalmıyor ve fakir kalıyor. Peki, o zaman yetkililer bu konuda fakir halklara yardımcı olsa nasıl olur? Örneğin “Nasıl Çalınır?” kursları açılsın, kurs boyunca çalmasını beceremeyenler kurstan atılsın. Nasıl olur? Bu sadece küçük bir öneri.

Mizahı falan bir yana bırakalım da, gerçekten fakirlik, yoksulluk çok zor. Kafan dinç değil, üretme kabiliyetin sıfırlanıyor. Bir de eviniz kira ise, evinize göğsünüzü gere gere giremediğiniz günler oluyor. Bu nedenle işi gücü bıraktım, neden fakiriz ve nasıl kurtuluruz diye düşündüm.

Daha dün gibi: Türkiye Et ve Süt Kurumu Genel Müdürü, Macaristan’da kurduğu bir şirket kanalıyla ülkemize et ithal ediyor. Önceleri “Yok böyle bir şey” dese de, belgeleri al bakalım! Bu belgeleri şimdi yalanla deyince susmak zorunda kaldı. Allah aşkına, Genel Müdür Mücahit Taylan Bey, 7 Euro’ya aldığınız eti niye 17 Euro’ya satıyorsunuz? Sanki bu halk çok zengin! Sonra da “Et yüzüne hasretiz” diyenlere “Nankörlük yapmayın” diyenler var bu ülkede.

Peki, Türk parasını koruma adına kur korumalı mevduat için 2,5 trilyon ödeyip bütçeyi fazla hırpaladığımız için olabilir mi? Ya da sadece yatıp yuvarlanmaya yarayan millet bahçelerine… Yani Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, 13 Mayıs 2021’de bütçesinin 5 katı parayı, o tarihlerde 16 milyarı millet bahçelerine yatırdığımız için fakir olmayalım. Bu sadece benim düşüncem. Hani aklıma geliverdi, zira harcananlara bakıldığında bizlere sıra gelmiyor.

Atatürk Havalimanı için millet bahçesi 142 milyon, Ankara 398 milyon 500 bin, Edirne Bülbül Adası 221 milyon, Nevşehir Merkez 169 milyon 169 bin, Kocaeli Körfez 161 milyon 98 bin, Adıyaman Kahta 119 milyon 90 bin, Kayseri 229 milyon… Bitti mi? Tabii ki hayır! Yöneticilerimiz hiçbir şekilde insan ayrımı yapmaz. Bu nedenle her bölgeye, her ile millet bahçeleri yapmış. Ancak bunları tek tek yazarak zamanınızı almak istemedim. Hiç merak etmeyin, herkesin yatıp yuvarlanacağı millet bahçeleri mevcut. Ama biz hâlâ fakiriz, tüm fedakârlıklara karşı yine de fakiriz.

Bakın, AK Parti yönetimi 2002-2013 yılları arasında ne kadar büyük fedakârlıklar yapmışlar, neden biz fakir kalmayalım diye… Hükümetin borçlarına karşılık veya sattığı camilere bir bakalım: İzmir Kazbeyli Cami, İstanbul Amine Hatun Cami, İstanbul Alvarlızade, İstanbul Bağlarbaşı Cami, Bahçelievler Cami İstanbul, Malatya Hal Cami (yıkılıp yerine AVM yapılmış), Trabzon Zeytinlik Cami, Denizli Çaybaşı Cami, İstanbul Güngören Cami… Başka? Kısacası Hatay, Nevşehir, Kahramanmaraş, Düzce’de cami satıldı. Gene de fakiriz. Demek ki cami satmakla da sorunlar çözülmüyor.

Acaba bir de şunu mu araştırsak: THY Genel Müdürü aylık olarak 1.820.000 TL maaş alıyor, Genel Müdür Yardımcısı 1.638 bin, Başkan 910 bin, Başkan Yardımcısı 637 bin, Müdür 455 bin… Bunlar 2024 maaşları, bu yıl belki de artış olmuştur. Belki de fakirliğimiz bundan dolayı olabilir, kesin değil ama… Genel Müdürün bir ayda aldığını kazanmak için bir işçi 11 yıl çalışmak zorunda kalıyor.

Belki de uçak inmeyen havalimanları yaptığımız için, göz göre göre garanti yolcu sayısı verdiğimiz için, ne bileyim, geçmediğimiz köprülere para ödediğimiz için olabilir mi? Yapın hesabını, görün! Hani “Fakiriz” falan diyorum ya, yakın bir gelecekte “Çok fakiriz” diyeceğiz. Yazın bir yere!

Sayın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, televizyon kanallarından halkımıza şöyle seslenmişti (çok merak edenler lütfen araştırsın): Cumhurbaşkanımız üzerine basa basa “Karadeniz’de keşfettiğimiz doğal gazın bugünkü rakamla -buraya dikkat edin, ekranları başında bizi dinleyen milletimize sesleniyorum- burası çok farklı, bugünkü rakamla piyasadaki karşılığı bir trilyon doları bulmaktadır” demişti.

Gerçekten çok sevinmiştik bu konuşmaların üzerine. Sıfat takamıyorum, birileri “Açın camları, pencereleri!” diye bir yerlerini yırtarcasına bağırıyordu. Ancak bu sevincimiz çok uzun sürmedi. Cumhurbaşkanımızın geçtiğimiz günlerde yaptığı Amerika gezisinde, Amerika’yla 40 yıllık gaz anlaşmasının imzalandığını öğrendik. Bu yetmezmiş gibi, Enerji Bakanımız bunu müjde diye duyurdu.

Neden çok fakiriz diyeceğimizi şimdi anlayan arkadaşlarım olmuştur sanıyorum.

Kalın sağlıcakla.

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER