Bombayı patlattılar! Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Sayın Murat Kurum, bomba etkisi yaratan müjdeyi verdi: “5 milyon vatandaşımız tapu sahibi olacak.”
Konuyu öyle güzel sunuyorlar ki, sanki 5 milyon vatandaşa kıyak yapıyorlar. Oysa yıllardır dededen toruna geçen, ekilip biçilebilen arazileri parayla satıp tapu verecekler. Bunun adına “2 B arazisi” diyorlar. Genellikle orman köylülerinin tapusuz sahip olduğu ve zamanla orman vasfını kaybetmiş, bu ekilip biçilen arazileri köylüye para karşılığında satışına “müjde” diyorlar. Oysa orman köylüleri bu arazileri yıllardır kullanıyordu.
Satışa çıkacak olan 410 bin hektar arazilerin içinde orman vasfını yitirmiş bağ, bahçe ve turizm alanları mevcut:
- Antalya: 41 bin 7 hektar
- Balıkesir: 35 bin 58 hektar
- Ankara: 30 bin 106 hektar
- Sakarya: 29 bin 657 hektar
- Mersin: 21 bin 931 hektar
- Muğla: 21 bin 874 hektar
- Samsun: 21 bin 686 hektar
- İstanbul: 15 bin 825 hektar
- İzmir: 14 bin 957 hektar
- Kırklareli: 14 bin 717 hektar arazi satılacak.
“Hazinemize para gerekli” demeyenler, “5 milyona tapu müjdesi” diyorlar.
Peki, ülkenin derdi sadece bu mu? Sizi bilemem ama benim için ayıp sayılacak başka bir konuya değineceğim. Havaların ısınmasıyla birlikte orman yangınları riskinin arttığı şu günlerde, uzun bir süredir kayyumla yönetilen THK (Türk Hava Kurumu), üçü faal 8 yangın söndürme uçağını satışa çıkardı!
“Ateş Kuşları” adını taşıyan yangın söndürme uçakları, bir zamanlar okullara dağıtılan sarı zarfların içine konulan 25 kuruşlarla, kurban bayramlarında duyarlı vatandaşların bağışladığı kurban derileriyle alınan bu uçakları satmanın ne demek olduğunu sorsak, sayın kayyum bize mantıklı bir yanıt veremez. Şayet para lazımsa, zamanında deveyi amuduyla götürenlerden hesap sorun!
Hani geçmişte Sayın Bülent Arınç, Gökçek için “Ankara’yı parsel parsel sattı” demişti; ancak bu sözleri hiç ama hiç kimse duymadı. Üzerinden kaç yıl geçti, hiçbir işlem yapılmadı. Bunlar unutuldu mu? Tabii ki unutulmadı! Daha birkaç gün önce Sayın Gökçek için çok önemli iddialar söylendi: 3 milyon 400 bin liraya kendi robotunu yaptırmış; ancak ortada robot yok, parası belediye tarafından ödenmiş, faturası kesilmiş, ortada robot yok! Kısacası Bülent Arınç konuştuğuyla kaldı, biz de günaha girmekle kaldık.
Bizi günaha sokan sadece Gökçek değil tabii ki. Bir de Maliye Bakanımız var: Sayın Şimşek. Hani “tok açın halinden anlamaz” sözü cuk oturuyor. Sayın Şimşek Londra’dan 165 metre kare ev alıyor, güle güle otursun! Türkiye’de yaşayan vatandaşlar için “Bunlara zam yaparsak ev kiraları 5 bin liradan 10-15 bin liraya çıkar, enflasyonu tutamayız” diyor.
Bunun yanıtını vermekte eski Devlet Bakanlarımızdan Ufuk Söylemez’e düştü. Sayın Söylemez: “Büyük kentlerde oturulmayacak durumdaki evler 20 bin lira! Bu bakan nerede yaşıyor, hangi ülkenin bakanı?” diyor.
Bu sözlerin üzerine asıl haber Merkez Bankası’ndan geliyor: Merkez Bankası yıl sonuna kadar enflasyonu %24’lerde tutmayı hedefliyormuş, 2026’da ise %12 diyorlar. Hadi gel de günaha girme! Her şeye rağmen “ya sabır” demeye devam edeceğiz ama olmuyor işte…
Ordu’da 76 kişinin alınacağı temizlik işçisi kadrosuna 27 bin kişi başvuruda bulundu; bunların 10 bini ÜNİVERSİTE mezunu! Gezdiğim vilayetlerde memur ağlıyor, işçi ağlıyor, çiftçi ağlıyor, üniversite mezunları iş bulamıyor.
“3-5 kişinin saltanatı için bunlara müsaade edemeyiz, tüm ihaleler şeffaf yapılmalı, bunların tüm mal varlıklarını araştıracağız” diyen ve Uğur Dündar’a verdiği röportajda dile getiren Sayın Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’dı.
Kalın sağlıcakla.
YORUMLAR