Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

‘Bu sabah Şanlıurfa ve Adıyaman’da yaşanan sel felaketinde hayatını kaybeden vatandaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyorum. Bakanlarımız ekiplerimiz çalışmaları koordine etmektedir. Felaket bölgesi neredeyse 600’e yakın müstakil deprem büyüklüğündeki artçıyla sarsıldı. Devlet ve millet olarak felaket haberini alır almaz, yıkım ve kışın zorluklarını aşarak deprem bölgesine koştuk. Bakanlarımız birkaç saat sonra deprem bölgesine ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladı. AAFAD’dan madencilerimize kadar tüm arama kurtarma ekiplerini, 90 ülkeden gelen arama kurtarma ekiplerini, personellerimizi, belediye ekiplerimizi, polisimizi, askerimizi, sağlık çalışanlarımızı, gönüllülerimizi velhasıl böyle bir felakette ihtiyaç duyulacak kim varsa bölgeye yönlendirdik. Yarım milyon insanımız depremzedelerimizin imdadına koştu. Ancak yıkım öyle büyüktü ki her binaya arma kurtarma ekibi göndersek hepsine yetişebilmemiz mümkün değildi. Türkiye bu depremde dünyada görülen en büyük arama kurtarma ekibini bir araya getirmiştir. Çalışmaların kısa sürede sonlanmasını da buna borçluyuz.’

‘İHTİYAÇ DUYULACAK KİM VARSA HERKESİ BÖLGEYE GÖNDERDİK’

‘Bakanlarımız felaketten bir kaç saat sonra depremin vurduğu şehirlerimize ulaşarak çalışmaları koordine etmeye başladı. Bölgedeki idari kapasiteyi diğer şehirlerden mülki idare amirlerimiz ile sahada görev yapan birimlerin personelleri ile destekledik. AFAD’dan madencilerimize kadar ülkemizdeki tüm arama kurtarma ekiplerini, uluslararası yardım çağrımıza binaen 90 ülkeden gelen arama kurtarma ekiplerini tüm ekipman ve personelleri ile belediyelerimizi, askerlerimizi, polislerimizi, jandarmalarımızı, bekçilerimizi, sağlıkçılarımızı, karayolcularımızı, ormancılarımızı, DSİ’cilerimizi, sivil toplum kuruluşlarımızı ve gönüllerimizin velhasıl böyle bir felakette ihtiyaç duyulacak kim varsa herkesi bölgeye yönlendirdik.’

‘ÜLKEMİZİN VE MİLLETİMİZİN TÜM İMKANLARINI SEFERBER ETTİK’

‘Sadece arama kurtarma ekibi olarak 35 bini aşkın personeli bölgeye yönlendirdik. Yardım ve destek ekipleri ile 272 bin kamu görevlilerimiz gönüllü vatandaşlarımızı da eklediğimizde yaklaşık yarım milyon insanımız depremzedelerimizin imdadına koştu. Her sınıftan 18 bin iş makinası ile lojistik hizmetlerinde çalışan on binlerce kamyon ve tırı ile ihtiyaçları karşılayacak her türlü malzemesi ile ülkemizin ve milletimizin tüm imkanlarını seferber ettik. Ancak yıkım öylesine büyüktü ki her binaya tek bir arama kurtarma personeli bile göndersek aynı anda hepsine yetişebilmek mümkün değildi.’

4 İLDE OKULLARIN AÇILMASI İÇİN GÖZLER 27 MART’TA

‘Çocuklarımızın eğitim öğretiminde kesinti olmaması için geçici barınma merkezlerinde okul öncesinden başlayarak her seviyede etkinlikler başlattık. Okullarımızı teker teker kontrol ederek deprem şehirlerinde kademeli olarak 1 Mart’tan itibaren eğitim öğretime açtık. Bu çerçevede okulların halen kapalı olduğu Adıyaman, Malatya, Kahramanmaraş ve Hatay’da da 27 Mart’tan itibaren şartları uygun binalarda eğitim öğretimi başlatmak için hazırlık yapıyoruz. Depremde fedakarlıklarını çok iyi bildiğimiz sağlıkçılarımızın zarar gören hastanelerimizde verdikleri hizmetleri en yakındaki yerlerden başlayarak çevre illere de taşıyarak sürdürüyoruz. Sahra hastaneleri başta olmak üzere kurduğumuz geçici merkezlerle de vatandaşlarımıza sağlık hizmetlerini kesintisiz veriyoruz. Diğer tüm alanlarda da benzer gayretler kesintisiz devam ediyor.’

MUHALEFETE TEPKİ

‘Hadi bu zatın seçim kampanyasını enkazın önünde başlattığısiyasi arsızlığı bıraktık diyelim. Orada gece gündüz görev yapan kamu görevlilerimize iftira atmasına ne diyeceğiz. Yarısı yalan, yarısı yanlış bir konuşma depremde canı yanan hangi depremzede kardeşimizin umudu artırır? Ülkemizin hangi meselesine çözüm getirir? Manada ne yazık ki çok çok gerilerde bir kişilik var. Bu kişilik sebebiyle biz maalesef arzu edilen muhalefeti görmedik, göremiyoruz. Depremin sorumlusu kim sorusunu soracak kadar hayattan kopuk birisine ne desek boş. Böylesine birisinin derdi ne bu ülke, ne bu millet, ne de buradaki depremzedelerdir. ‘

6’LI MASA TEPKİSİ

‘Bakalım ilerleyen günlerde daha neler görecek, neler duyacak, ne tür kepazeliklere şahit olacağız. Masanın altı üstüne geldi. Birileri önce masadan kalktı sonra her nasılsa tekrar oturdu veya oturtuldu. Bu asil millet bunları yutmaz, cevabını da 14 Mayıs’ta size verir.’