Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bütün imkanlarımızla çok yönlü politikalarla koordineli ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.
Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK) tarafından 6’ıncısı düzenlenen ‘Ortak Yarınlar Ödül Programı’ Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan’ın katılımıyla gerçekleşti. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, ‘Ortak Yarınlar’ Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödül Programı’nda bulunmaktan mutluluk duyduğunu ifade etti. Yılmaz, ‘adil ve eşitlikçi’ bir çalışma hayatını hakim kılmak için tüm taraflarla istişare içinde çalışan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın selam ve başarı dileklerini iletti. TİSK, kurulduğu günden bu yana Türkiye’nin ekonomisine ve çalışma hayatına katkı sağlamanın ötesinde, kurumsal sosyal sorumluluk alanında projelere öncülük ettiğini belirten Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, “Her yıl düzenlenen bu anlamlı organizasyonun, dijitalleşmeden yeşil dönüşüme, kadınların ve gençlerin güçlendirilmesinden sosyal uyuma kadar geniş bir yelpazede yenilikçi projeleri desteklemesi takdire şayandır. Bu yıl ana tema olarak ‘Çalışma Hayatının Geleceği’ konusunun belirlenmiş olmasını son derece anlamlı buluyorum. Dijital dönüşümden yeşil ekonomiye geçişe ve demografik değişimlere kadar pek çok dinamik, iş hayatının yarınlarını şekillendirmede rol oynamaktadır. Mevcut mesleklerin bazılarını göremeyeceğiz. Diğer taraftan yeni meslekler çıkacak ortaya bunların yanı sıra devam eden mesleklerin ise dönüştüğünü göreceğiz. Bu süreçte, iş dünyasının tüm taraflarının bir araya gelerek ortak bir vizyonla hareket etmesinde fayda görüyorum” ifadelerini kullandı.
“Türkiye ekonomisi, üretim, istihdam ve dış ticarette güçlü bir performans sergilemeye devam ediyor”
TİSK üyesi işverenlerin iş yerlerinde yaklaşık 2 milyon kişi çalışarak ailelerine gelir sağladığını bildiren Yılmaz, “Bu işletmeler milli gelire 200 milyar dolar ve ihracatımıza 10 milyar dolar katkı sunmaktadır. Yatırım, üretim, ihracat ve istihdam odaklı büyümemizde büyük payı olanlar bu salonda. Yatırım yaparak, istihdam sağlayarak ve üreterek Türkiye’nin kalkınmasına destek olan tüm TİSK üyelerini gönülden tebrik ediyorum. Türkiye ekonomisi, üretim, istihdam ve dış ticarette güçlü bir performans sergilemeye devam ediyor” diye konuştu.
2023 yılında zayıf dış talep ve deprem felaketlerine rağmen yüzde ekonominin 5,1 oranında büyüme kaydettiğini söyleyen Yılmaz, “Toplam büyüklüğümüz 1 trilyon 130 milyar dolar seviyelerine ulaştı. Kişi başına düşen milli geliri geçen yıl 13 bin 243 dolar olarak kaydedildi. 2024 yılının üçüncü çeyreğinde yıllıklandırılmış ekonomik büyüklüğümüz 1 trilyon 260 milyar doları aşarken, ilk dokuz aydaki büyüme oranı yüzde 3,2 olarak gerçekleşti. Açıklanan üçüncü çeyrek rakamları ise yıllık bazda yüzde 2,1 büyüme kaydedildiğini gösterdi. Türkiye ekonomisi, 17 çeyrektir kesintisiz büyümeye devam ediyor. Elbette ki tarihi ortalamalarımızda karşılaştırıldığında bu rakamlar altında diyebilirsiniz. Ama Dünya’nın bugünkü şartlarını bölgemizin şartlarını dikkate aldığınızda bunlar hiç de küçümsenecek rakamlar değil bu yönde çabamızı sürdürüyoruz” dedi.
“Döviz meselesinde Türkiye’nin rahatladığını gösteriyor”
Eylül ayında istihdam edilenlerin sayısı yıllık bazda 1 milyon 129 bin kişi artarak 32,8 milyona ulaştığını, işsizlik oranının tek haneli rakamlarda devam ettiğini aktaran Yılmaz, “En son açıklanan rakamlara göre tek hanelerde devam ediyor. En son açıklanan verilere göre işsizlik oranımız tek hanede yüzde 8,6 olarak gerçekleşti. OVP beklentilerimizden daha iyi performans var bazılarında ise altında performans var. İstihdam bizim beklentilerimizin çok ötesinde çok güçlü performans gösteren alanlarında başında geliyor. Bu süreçte olumlu yönde hedeflerimizden ötesinde olumlu performans gösteren diğer bir alan carı açık. geçen yılın ortalarında yüzde 6’lara kadar yaklaşmıştı cari açığımız. Geldiğimiz noktalarda ise yüzde 1lerde. Türkiye cari açıkta belirli bir yere geldi. Bu düşen cari açığı daha düşük seviyelerde tutacak politikalara hayata geçirmek. Türkiye’nin kalkınma tarihinde en önemli her zaman cari açık olmuştur. Düşen cari açık dış borçlanma açığımızın düştüğünü gösteriyor. Döviz meselesinde Türkiye’nin rahatladığını gösteriyor” ifadelerini kullandı.
Merkez Bankası rezervlerinin ciddi anlamda artış gösterdiğinin altını çizen Yılmaz, “KKM ciddi şekilde çözülüyor. Tüm bunlar Türkiye’nin temellerini sağlamlaştıran makro temellerini güçlü hale getiren eğilimlerdir. Bunlar bizim ülke risk primimizi düşürüyor. Kredi notumuzu yükseltiyor” dedi.
“Koordineli ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz”
Enflasyon en temel meseleleri olduğuna ve enflasyonla mücadelenin devam ettiğini ifade eden Yılmaz, “Enflasyonda 28.4 puan bir düşüş gerçekleşti. Dolasıyla enflasyon bir düşüş sürecine girmiş durumda. Tek haneli rakamlara ulaşıncaya kadar bütün imkanlarımızla çok yönlü politikalarla koordineli ve kararlı bir şekilde enflasyonla mücadelemizi sürdüreceğiz. Ekonomik ve sosyal olarak ekonomimizi düşürmek çok önemli. Enflasyonu düşürdüğünüz noktada öngörülebilirliğinizi artıyorsunuz daha adaletli bir kaynak sağlıyorsunuz” şeklinde konuştu.
Çalışma hayatındaki dönüşüm, dijitalleşme, otomasyon ve yapay zeka gibi teknolojik gelişmelerle şekillendiğini belirten Yılmaz, “Bu değişim, iş gücünün niteliklerini ve çalışma yöntemlerini dönüştürürken, yeni beceriler ve esneklik gerektiren bir yapıyı da beraberinde getirmektedir. Gençlerin, kadınların ve dezavantajlı grupların iş gücüne katılımını artırmak, adil bir geçişi mümkün kılmak ve daha kapsayıcı bir ekonomi inşa etmek, bu dönüşüm sürecinin temel taşlarıdır. Özelikle kadınların iş gücü piyasasına girmesi çok önemli. Sadece iş gücüne değil aynı zamanda girişimci olarak bu sürecin parçası olması. Demografik gelişimleri görüyorsunuz” dedi.
“Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla bu değişim dalgasını yönetebilecek güçlü bir potansiyele sahiptir.”
Türkiye’nin doğurganlık hızına ilişkin konuşan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz şu ifadeleri kullandı:
“Doğurganlık hızımız Fransa’nın bile altına geldi. Ciddi anlamda nüfus problemi ile karşı karşıya kalan bir ülke konumundayız. Önümüzdeki süreçte bunun iş gücü piyasaları üzerinde yapacağı, sosyal güvenlik sistemimizin üzerinde oluşturacağı etkileri şimdiden çok iyi analiz etmek durumundayız. Burada en önemli fırsatlarımızdan bir tanesi kadınların daha fazla iş gücü piyasasına girmesi ve doğan o açığın belirli bir oranda en azından bu şekilde karşılanması. Önümüzdeki süreçte benim başkanlığımda bir Nüfus Politikaları Kurulu oluşturmayı kararlaştırıyoruz. Uzun vadeli nüfus politikalarını tartıştığımız çok boyutlu bir tedbirler geliştirdiğimiz kurul olacak. Amacımız Türkiye’nin yaşlanmadan zenginleşmesi. Türkiye, genç ve dinamik nüfusuyla bu değişim dalgasını yönetebilecek güçlü bir potansiyele sahiptir.”
Depremden etkilenen bölgelerde istihdamın sürekliliğini sağlamak için tedbirler aldıklarını vurgulayan Yılmaz, “Sürekli işçilerin zorunlu emeklilik uygulaması kaldırılarak iş sürekliliği desteklendi. Geçici işçilerin çalışma süreleri uzatılarak sürekli kadroya geçişlerine imkân tanındı. Ayrıca, asgari ücretten vergisi kaldırıldı. Çalışanların gelirleri artırılarak istihdam, üretim ve yatırım teşvik edildi. İşgücü Uyum Programı ile eğitim ve destekler sunarak bireylerin iş dünyasına daha güçlü bir şekilde katılmasını sağladık. Aday Havuz Sistemi ile iş arayanları ve işverenleri hızlı ve etkin bir şekilde buluşturarak istihdam süreçlerini hızlandırdık” diye konuştu.
“Türkiye Yüzyılına yaraşır olan daha adil, sürdürülebilir ve modern bir yapıdır. Bunu sağlamak üzere de reformlarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz”
İş dünyasının taleplerine uygun bir iş gücü arzı oluşturmak ve gerekli beceri uyumunu sağlamak, önceliklerinin arasında yer aldığını bildiren Yılmaz, “Diğer taraftan, 2025-2028 dönemine yönelik Ulusal İstihdam Stratejisi çalışmalarımızı tamamladık ve yakında kamuoyuyla paylaşacağız. Bu strateji; mevcut istihdamın güçlü ve zayıf yönlerinin tespiti, yeşil ve dijital dönüşümle beceri uyumunun geliştirilmesi, kapsayıcı istihdamın artırılması ve sosyal koruma-istikrar ilişkisi ile kırsal istihdamın güçlendirilmesi gibi dört temel politika alanına odaklanmaktadır. İş gücü piyasamızdaki yapısal sorunları çözerek daha güçlü ve kapsayıcı bir çalışma düzeni inşa etmeyi hedeflemektedir. Türkiye Yüzyılı’na yaraşır olan daha adil, sürdürülebilir ve modern bir yapıdır. Bunu sağlamak üzere de reformlarımızı kararlılıkla sürdüreceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Ortak Yarınlar Kurumsal Sosyal Sorumluluk Ödül Programı katılımcılarını ve ödüllendirilen projeleri tebrik etti.