Yücel, “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, tarikatları bilimin önünde tuttu ve fedakâr öğretmenlerimiz için terörist yetiştiriyorlar deme cüretini gösterdi. Bu çirkin ve saygısız açıklamanın ardından, bu kişinin derhal haddinin bildirilmesini istedik ama hala Saraydan tık yok. O zat o koltuğu işgal etmeyi sürdürdükçe, öfkemiz dinmeyecek. Madem bu zat Cumhuriyet’e meydan okuyor, o zaman, biz de ona meydan okuyoruz! Yusuf Tekin! O koltukta oturamayacaksın… Eğitimi, tarikatlara ve müritlere teslim etmene izin vermeyeceğiz… Senin edepsizce “eski Türkiye” dediğin Atatürk Cumhuriyetine darbe vurmana müsaade etmeyeceğiz” dedi.
Tekin’in açıklamalarına ilişkin Yücel, sözlerine şöyle devam etti:
MÜRİT DEĞİL BAKAN GİBİ DAVRANACAKSIN!
“Neymiş? O çok övdüğü tarikatlar olmazsa, çocuklarımız terörist olacakmış. Tacizle, istismarla anılan tarikatların desteğiyle çocuklar daha iyi yetişecekmiş. Yok ya! Yıllardır eğitim için ter döken, çocuklar için emek harcayan öğretmenlerimize daha büyük bir hakaret olamaz. Terörist arıyorsan yıllarca destek verdiğin cemaatlerde ara Yusuf Tekin! FETÖ’yü hatırla… Ve unutma! Bu ülkenin eğitimde tek yol göstericisi var o da Atatürk ilkeleri ve devrimleridir. Çağdaşlık hedefinden, bilimsel eğitimden, laiklik ilkesinden ödün verilmesine asla izin vermeyeceğiz. AKP iktidarlarında, senden önce o koltukta, 8 bakan oturdu, hiçbiri senin kadar pervasız davranmadı. Haddini bileceksin, şeyhlere, şıhlara, tarikatlara hizmet eden bir mürit değil devletine, milletine hizmet eden bir bakan gibi davranacaksın! Aksi halde o işgal ettiğin koltuktan derhal kalkacaksın.”
HANGİ TARİKATA NE KADAR HARCADIN HESABINI VERECEKSİN!
Millî Eğitim Bakanlığı en önemli bakanlık. Bu nedenle en büyük bütçe eğitime ayrılıyor. Çünkü eğitim, gelecek demek. Millî Eğitim Bakanlığı, 2023 yılı için 461 milyar lira bütçe aldı. Bakanlığa Temmuz ayında Meclis Genel Kurulu’nda kabul edilen ek bütçeyle 20 milyar lira daha verildi. Ancak MEB, ek bütçe ile 481 milyara çıkarılan bütçesini yılın Ocak veKasım döneminde tüketti. Bakanlık 11 ayda toplam 524 milyar lira harcama yaptı. Yani bakanlığın bütçesi, yıl bitmeden tükendi… Bakanlık koltuğunu işgal eden şahıs! Bunun da hesabını ver. Pek çok okulda, ikili eğitime geçildi, yeni okul yapmadın. Binlerce öğretmen atama bekliyor, atama yapmadın. Okullarda ne güvenlik var, ne temizlik hizmeti… Peki bu paraları nerelere harcadın? Hangi tarikata ne kadar para yolladın? Hangi bilim dışı etkinliğe ne kadar kaynak ayırdın? ÇEDES için ne harcama yaptın? Bunun da hesabını vereceksin…”
O İŞGAL ETTİĞİN KOLTUKTA SANA RAHAT YOK!
“Atanamayan öğretmen adaylarına, terörist yetiştiriyorlar diyerek hakaret ettiğin öğretmenlere, kaloriferi yanmayan okullarda eğitim gören çocuklara, hesap vereceksin Yusuf Tekin… Karma eğitimin şart olmadığını söyledin. “Şeriatı övecek kadar bilginin olmamasına” üzüldün. Ama Cumhuriyet’i ileriye taşımak, bilime katkı koymak, çağdaşlık yolunda yürümek için hiç dertlenmedin. Senin çağdaş, laik, bilimsel ve nitelikli eğitimle derdin var, bunu biliyoruz… Ancak şunu sakın unutma: Bu ülkede eğitim, Kurtuluş Savaşı kadar önemsenmiştir. Büyük Önderimiz Mustafa Kemal Atatürk, milli eğitim sisteminin temellerinin belirlendiği Maarif Kongresini, Millî Mücadele’nin en zor günlerine denk gelmesine rağmen toplamıştır. Bu ülkede, bilimin ışığının aydınlatmadığı tek köy kalmasın diye eğitim seferberliği başlatılmıştır. Senin bu hadsiz açıklamaların ve meydan okumaların bir asırlık Cumhuriyete ve ona gönül vermiş milyonlara vız gelir tırıs gider. Ama şunu bil, o işgal ettiğin koltukta sana rahat yok. Seni o çok güvendiğin tarikatlar bile kurtaramayacak. Ya istifa edeceksin, ya azledileceksin…Cumhuriyete meydan okumak neymiş, göreceksin…”
CHP’DEN 81 IL’DE EŞ ZAMANLI BASIN AÇIKLAMASI
“Millî Mücadele’nin en zor günlerine denk gelmesine rağmen, cepheden çıkıp Maarif Kongresini toplayan ruhun devamı olarak Cumhuriyet Halk Partisi, yarın 81 ilde eş zamanlı basın açıklaması yapacak. Bu konuyu tüm Türkiye’de dile getirmeye ve takip etmeye devam edeceğiz.”
YÜCEL’DEN ATATÜRK FOTOĞRAFI TAKMAYAN TEĞMENLERE TEPKİ…
“Kendine “teğmen” diyen bir personel Türkiye’nin en önemli değerinin rozetini takmaktan imtina ediyor, onu uyaran Atatürkçü, vatanperver ve gerçek subaylar ceza alıyor. Siz Mustafa Kemal’in askerlerini cezalandıramazsınız. Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler’e de bir çift sözümüz var. Bunu soran milletvekillerimize açıklama yapıyorsun ama bir kez bile “Atatürk” diyemiyorsun. Yazıklar olsun. “Yakasına takması gereken fotoğraf” ifadesini kullanıyor, bu çirkin davranışı yapana da “subayımız” diyorsun. Haklı tepkilerini ortaya koyan askerlerimiz için ise “öğrenciler” ifadesini kullanıyorsun. Atatürk bizim en önemli değerimizdir. Ben bu rozeti takmaktan gurur duyuyorum, sen adını bile anmaktan kaçınıyorsun.”
DARBE GİRİŞİMİNİ ENİŞTEDEN ÖĞRENEN CUMHURBAŞKANININ, KİRA FİYATLARINI APARTMAN GÖREVLİSİNDEN ÖĞRENEN BÜROKRATI
“Bakanların akıllara ziyan açıklamalarına şimdi de bürokratlar eklendi. Merkez Bankası Başkanı Gaye Erkan için PR çalışması yapılmak istendi. Ama ortaya “Sadık Abinin Haklı Tespitleri” adlı eser çıktı. New Yorklu Gaye Hanım da, Türkiye ile tanışmış oldu. Geçen hafta Mehmet Şimşek’e yönelttiğimiz üç soruya bu hafta da dördüncüyü ekliyoruz: Sayın Şimşek! “Kira fiyatları düşüyor” açıklamanızdan Gaye Erkan’ın haberi var mı? Hadi kiracılardan sakladınız, ev sahiplerinden sakladınız, emlakçılardan sakladınız. Yahu bu bilgiyi Gaye Erkan’dan niye sakladınız? 15 Temmuz darbe girişimini eniştesinden öğrenen Cumhurbaşkanının Merkez Bankası Başkanı, kira fiyatlarını apartman görevlisinden öğreniyor. Anlaşılan Mehmet Şimşek de, Gaye Erkan da Sadık Abinin Türkiye’sinde yaşamıyor. Aynı Mehmet Şimşek, dün Meclis Genel Kurulunda “Çalışanlarımızı ve emeklilerimizi enflasyona ezdirmedik” demişti… Mehmet Şimşek ve Gaye Erkan, gerçeklikten uzaklaşmada adeta yarışıyorlar. Mehmet Şimşek, Türkiye’nin risk primini 700’den 400 baz puanının altına indirdik demişti. Peki bunu 700’e kim çıkarmış onu da anlatsın onu da dinleyelim…”
CHP’DEN ÖNERİ: YURT ASANSÖRLERİNİ, SARAYIN ASANSÖRÜNÜN BAKIMINI YAPAN ŞİRKET YAPSIN. YA DA TAM TERSİ OLSUN…
“AKP Türkiye’sinde doğmak o kadar zor ki, yoksullukta büyüyüp üniversite çağına geldiğinizde de sonuç değişmiyor. Fransız yazar Albert Camus der ki; “Bir ülkeyi tanımak istiyorsanız, o ülkede insanların nasıl öldüğüne bakın.” Türkiye’de ölüm, kadını evde buluyor ve “kol kırılır yen içinde kalır” anlayışıyla çoğu kez örtbas ediliyor. Kimilerini sokak ortasında tüfekle, kimilerini de maden ocağında yakalıyor. Türkiye’de depremde de ölebilirsiniz, sele de kapılabilirsiniz. AKP Türkiye’sinde artık bir ölüm nedeni daha var: O da devlet yurtlarındaki asansörler… Bu bakımsız asansörler öğrencilerin korkulu rüyası olurken, dikkat edilmesi gereken bir “ölüm nedeni” haline geldi. Tek öğrencimizin bile bir daha bu kâbusu yaşamasına izin vermeyeceğiz. Bu konuya ivedi bir şekilde kalıcı çözüm üretilmesi gerekiyor. Bu konuda bir önerimiz var: Öğrenci yurtlarının asansör bakımlarını, Sarayın asansörlerinin bakımını yapan şirket üstlensin. Ya da tam tersi olsun. Devlet yurtlarının asansör bakımlarını yapan şirket, Sarayın ve bakanlıkların asansörlerinin bakımını da yapsın. Bakalım o asansörlere bir daha gönül rahatlığıyla binebilecekler mi? Sizin canınız can da, bizim çocuklarımızınki can değil mi?”
Gönül DİNÇ