Ağustos ayından bu yana Sındırgı ilçesinde yaşanan deprem fırtınası, sadece yapıların yıkılmasıyla değil, sosyal ve ekonomik açıdan da bölgeyi derinden sarsıp yaralamıştır. Sürekli korku ve tedirginlik içinde yaşayan vatandaşların yanı sıra, eğitim çalışanları bu felaket döneminde özel bir zor durumla karşı karşıya kalmıştır. Afet bölgesi ilan edilmesine rağmen, eğitim personelinin bu statüye bağlı haklardan istifade edememesi, Eğitim-Bir-Sen tarafından alenen tepki görmektedir.
GÖÇ VE BARINMA KRİZİNİN İÇYÜZÜ
Depremler sonrası ilçeden büyük ölçüde göç başlamış, işyerleri hasar görmüş ve kiralık konut bulma işi neredeyse imkansıl hale gelmiştir. Öğretmenler ve diğer eğitim görevlileri, mesleklerinin gereği kış mevsiminde dışarıda uyumak gibi insanlık dışı koşullarda günlerini geçirmektedir. Ailelerini kent dışına göndermek zorunda kalan, ancak kendileri konteynerlerde yaşayan kamu görevlileri, mevcut düzenlemeler gereği kira yardımı alamadıkları için maddi açıdan da çifte sıkıntı çekmektedir. Eğitim-Bir-Sen, bu durumdaki görevlilere acilen nakdi destek yapılmasını ve konut çözümleri için TOKİ projelerinin hızlandırılmasını istemiştir.
ÖĞRETİM KALİTESİ VE GENÇLERİN GELECEĞİ RİSK ALTINDA
Süregelen depremler, öğrencilerin eğitim-öğretim sürecini olumsuz etkilediği kadar, psikolojik iyiliğini de tehdit etmektedir. 2026 LGS ve YKS’ye girecek öğrenciler, yaşadıkları depremzede travması nedeniyle ders çalışmaktan alıkoyulmaktadırlar. Eğitim-Bir-Sen, bu öğrenciler için özel kontenjan ve ek yerleştirme mekanizmalarının uygulanmasını, bölgedeki giyim yardımlarının artırılmasını ve tüm kamu görevlilerine nakdi yemek yardımının sağlanmasını talep etmektedir. Birlik, deprem bölgesinde yaşayan eğitim çalışanlarının sesini duyurmak ve sorunlarının çözümü adına takipçi olmaya devam edeceğini taahhüt etmiştir.
