Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Diyanet İşleri Başkanı Erbaş: “747 bin 52 hisse kurbanı 35 milyona yakın insanın sofrasına ulaştırmaya gayret ettik”

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF. DR. ALİ ERBAŞ, DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI MERKEZ TEŞKİLATINDA GÖREV YAPAN PERSONELLE BAYRAMLAŞTI.

DİYANET İŞLERİ BAŞKANI PROF.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “747 bin 52 hisse kurbanı ülkemizde ve dünyada 35 milyona yakın insanın sofrasına ulaştırmaya gayret ettik. Bu milletimizin cömertliğinin ve milletimizin Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve TDV’ye güveninin bir sonucudur” dedi.

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı merkez teşkilatında görev yapan personelle bayramlaştı.

Diyanet İşleri Başkanlığı 15 Temmuz Milli İrade Şehit Ali Alıtkan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen bayramlaşmada konuşan Erbaş, personelin Kurban Bayramı’nı tebrik etti.

“85 bin hacımıza rehberlik ettik”

Bu yıl da farklı coğrafyalardan ilahi davete icabet için yola çıkan milyonlarca Müslümanın kutsal topraklarda bir araya geldiğini dile getiren Erbaş, “Arafat vakfesinde farklı dillerden, renklerden, ırklardan, kültürlerden ama aynı amaçla yakaran milyonları görmek nasip oldu. Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak bu sene ülkemizden 85 bin civarında vatandaşımızın hac farizalarını yerine getirmeleri konusunda hacılarımıza rehberlik ettik” ifadelerini kullandı.

“Bayramlar, hayata canlılık veren müstesna zamanlardır”

Aynı zamanda Kurban Bayramı’nı da idrak etmiş olmanın sevincini yaşadıklarını ifade eden Erbaş, “Bayramlarımız, Müslümanlık bilincimizin ve kardeşliğimizin daha da güçlenmesine vesiledir. Hepimiz biliyoruz ki bayramlar ruhumuzu diri tutan, toplumsal farkındalığımızı artıran, hayata canlılık veren müstesna zamanlardır. Bireysel ve sosyal bağların giderek zayıfladığı, insani değerlerin anlamını yitirdiği bu çağda bayramlar bizleri fıtratımızla buluşturan sevgi ve kardeşlik bağlarımızı güçlendiren birlik, beraberlik, paylaşma, dayanışma, ziyaretleşme bütün bu güzellikleri içinde barındıran rahmet günleridir” şeklinde konuştu.

“747 bin 52 hisse kurbanı 35 milyona yakın insanın sofrasına ulaştırmaya gayret ettik”

Erbaş, vekaletle kurban organizasyonu konusuna da değinerek, şunları kaydetti:

“Bu sene başkanlığımızla Türkiye Diyanet Vakfı’mızın (TDV), ‘Kurbanını paylaş, kardeşinle yakınlaş’ temasıyla beraberce yürüttüğü vekaletle kurban organizasyonu bizleri oldukça memnun edecek sınırlara yükselmiştir. Hamdolsun 747 bin 52 hisse kurbanı ülkemizde ve dünyada 35 milyona yakın insanın sofrasına ulaştırmaya gayret ettik. Bu milletimizin cömertliğinin ve milletimizin Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve TDV’ye güveninin bir sonucudur. Biz eğer bugün dimdik ayaktaysak Cenabıhakk’ın bu millete vermiş olduğu imkanları kardeşleriyle paylaşması sayesindedir.

Milletimiz nerede bir mağdur ve muhtaç varsa yardım elini uzatıyor. Kendi sıkıntıları olsa dahi başkalarına yardım etmekten vazgeçmiyor ve bizi ayakta tutan en önemli zenginliğimizin de bu olduğunu her zaman her yerde yapmaya ve söylemeye devam edeceğiz. Bu güzel tablo aynı zamanda halkımızın Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve vakfımıza ne kadar güvendiğini de ortaya koymaktadır.”

“İslam, Allah’a kullukta, güzel ahlak ile insani değerlerde buluşmayı öğretir”

İnsanlığın şu anda önündeki en büyük imtihanın ahlak olduğuna işaret eden Erbaş, “İslam, bize tevhid ile Allah’a kullukta, güzel ahlak ile insani değerlerde buluşmayı öğretir. Kur’an’ın temel hedefi, en özlü ve açık ifadesiyle, güzel ahlaka sahip bir insan, bir toplum ve bir dünya inşa etmektir” ifadesini kullandı.

“Güzel ahlaka dönüşmeyen bir inanış, tamamen şekle ve söyleme indirgenen bir dindarlıktır”

Erbaş, güzel ahlakın sadece belli alanlara hasredilecek bir değer olmadığını, bilakis hayatın tamamını içine alan bir tutum ve davranış biçimi olduğunu belirterek, “Gündelik hayatta kendini hissettirmeyen bir din ve güzel ahlaka dönüşmeyen bir inanış, tamamen şekle ve söyleme indirgenen bir dindarlıktan ibarettir. Bu yüzden öncelikle her birimiz ibadetlerimizin güzel ahlaka, sözlerimizin salih amele dönüşüp, dönüşmediğini tefekkür ve muhasebe etmek zorundayız” şeklinde konuştu.