Erzurum’da yaklaşık 40 çeşit sebze ve yeşillik üreten üreticiler, ekim alanlarının hızla azalmasından dolayı önümüzdeki yıllarda dışa bağımlılığın olabileceğine dikkat çekti.
Erzurum’da yaklaşık elli yıllık yeşillik ve sebze üretici olan Necati Yıldızer, kış şartlarının yoğunlukta yaşandığı kentte kırk çeşit ürün elde ettiklerini belirterek, “Ürettiğimiz ürünlerin yüzde 40’ını şehir içinde marketlere veriyoruz. Yüzde 60’ını da civar illere satmaktayız. Biz burada son nesiliz. 50-60 yaş grubuna sahip bir üretici profili var. Bizim işimiz de biraz ağır. Bizden sonra bu işi yapacak nesilde görünmüyor, yeterince arazimiz olmaması da başka bir sorun. Her yıl ortalama 50 dönüm arazimiz imara gidiyor. Dolayısıyla arazimiz azalıyor. Yetkililerden ricamız bu üretimlerin başka bir yerde devam etmesidir. Yoksa dışarıya mal satan Erzurum dışarıdan mal getirtmek zorunda kalacak. Şu anda Karadeniz ve Güneydoğu’ya bayağı bir hatırı sayılır mal satmaktayız” dedi.
Yeni sezon hazırlıkları başladı
İlk ürünlerinin nisan ayının sonlarına doğru çıkmasını beklediklerini ifade eden Necati Yıldızer, “Ondan sonra sezonun böyle kasım ayının ortalarına kadar devam ederiz. Bir tarlanın içinde yaklaşık kırk çeşit ürün bulabilirsiniz. Brokoli, karnı bahar, biber çeşitleri, kabak, ayçiçeği, mısır, soğan, maydanoz, marul yani bu çeşitleri kırka kadar tamamlayabilirsiniz. Hemen hemen hepsi bir tarlanın içinde yetişiyor. Salata çeşitleri, kornişon. Yerel ürünlerimizden bizim kendi ürettiğimiz ürünlerden turşu bile vurup ev tuş satmaktayız. Şu anda arazi açılmaya başladı. İlk önce üretimimize seralarda başlıyoruz. Geceleri malum çok soğuk olduğu için, don olduğu için. Tarla temizliği yapıyoruz, sera naylonlarını yeniliyoruz. Bu konuda da Tarım il Müdürlüğünüzden bize destek geldi. Üreticilere sera naylonu hususunda yüzde 50 hibe destekli yardım verecekler. Bu da çok iyi bir gelişme” şeklinde konuştu.
“Pepino da var altın çilek de”
Yaptıkları işin baba mesleği olduğunu vurgulayan Necati Yıldızer, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Babalarımızın zamanında yaklaşık 7-8 çeşit ürün vardı bir tarlanın içinde. Bu mantıkla ürün çeşitliliğinin önünü kesmişler. Erzurum’da yetişmez, yetişmez demişler. Biz ne yetişmez derse onu denedik. Ertesi sene önemli ölçüde aşama kaydedince bu ürünleri çoğaltmaya başladık. Mesela hiç Erzurum’da pepino yetiştiğini düşünür müsünüz? Seralarda pepino, altın çilek yetiştirdik. Oluyor yani. Olmadığı bir şey yok. Yeter ki emek verilsin.”