Van Gölü’nün 30 kilometre doğusunda yer alan ve bölgenin kuş popülasyonu bakımındna en zengin alanı konumundaki Erçek Gölü, küresel iklim değişikliğinin etkisiyle büyük ölçüde su kaybı yaşıyor.
Türkiye’deki 453 kuş türünün yarısını barındıran ve yalnız yerel türlerin değil, flamingo gibi göçmen kuşların da önemli konaklama ve üreme alanlarından biri olan Erçek Gölü, Van Gölü havzasında 114 kilometrekarelik yüzölçümü ile Van Gölü’nden sonraki en büyük göl konumunda. Bin 808 rakımda yer alan ve en derin yeri 40 metre olan Erçek Gölü’nü besleyen tek akarsu ise gölün doğusundan dökülen Memedik Deresi.
Erçek Gölü’mün kapalı bir havza olduğunu ifade eden Van YYÜ Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü öğretim üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu, “Van Gölü havzası bir bütün olarak büyük bir havza, o havza içerisinde ve küçük tali havzalar var. Erçek Gölü’de kapalı bir havza. Erçek Gölü’nü besleyen su kaynakları ve oraya düşen yağışla göldeki seviye farklılaşmaları doğrudan ilişkili. Zaman zaman Erçek Gölü’nde şiddetli yağışların, başta kar yağışları olmak üzere gerçekleştiği yıllarda seviye yükselmeleri de görüyoruz. Son yıllarda bunlara daha yükselme şeklinde değil alan kaybetmesi şeklinde kendini gösteriyor. Erçek Gölü’nün şöyle bir özelliği daha var. Erçek Gölü aynen Van Gölü’ndeki gibi hem geçim kaynaklarından biri olan balıkçılık ekonomisi gerçekleştirdi, diğer taraftan bir çok sulak alanıyla farklı kuş türlerinin yaşam alanı. Oradaki sazlıkların varlığı çok önemli. Oradaki birçok kuş türünün yaşam alanını oluşturuyor. Dolayısıyla Erçek Gölü’ndeki seviye farklılığına gitme, alçalma ve yükselmeler sadece oradaki küçük balıkçı teknelerini değil, oradaki bütün canlı popülasyonunun ekosistemini etkiliyor. Dolayısıyla orada yaşanan yıl içerisinde yada uzun yıllar periyodu içlerindeki alan kaybetme aslında Erçek Gölü’nün ekosisteminde yaşam döngüsü içerisinde ciddi zararlar veriyor. Başta kuşların yuvalanması, çoğalması için gerekli olan o şartların oluşturan o sazlıkların zarar görmesi de sonra onların besin kaynakları, beslenme alanlarının giderek daralmasına yol açıyor. Bunlar da hem kuşları, hem de balıkçılıkla uğraşan o bölgedeki ekonomik anlamda kazanç elde eden insanların hayatını olumsuz yönde etkiliyor. Hem balık türünde zarar verdiği gibi belli ölçüde ama şüphesiz bu aktiviteyi ya da bu ekonomi faaliyeti yapmak gölü kullanan oradaki balıkçıların teknelerini yanaştırdıkları limanların yada balıkçı barınaklarının bu süreçte olumsuz etkileniyor. Uzun yıllar Erçek Gölü de Van Gölü gibi alan kaybediyor. Dolayısıyla orada da benzer bir surun var. Oradaki limanların ve barınakların yeniden tasarlaması oradaki insanların hayatlarını kolaylaştıracak şekilde yönetilmesi gerekmektedir. Bu mümkün. Van Gölü’nde de Erçek Gölü’nde de mümkün. Bunun için kaynak ayrılmalı çünkü o insanların ekonomik faaliyetlerini sürdürebilecekleri o imkanlar, o fırsatlar oluşturulmalı. Çünkü havzada hem Van Gölü için hem Erçek Gölü için bizim yaşadığımız sorun yani gölde alan kaynetme o seviye düşmeleri sadece bize has bir durum değil. Dünyanın farklı ülkelerinde de benzer durumlar var. Onlar da bu havzaları yönetmek suretiyle oradaki insanların hayatlarını kolaylaştırıyorlar. Benzer bir uygulama da burada yapılabilir diye düşünüyorum” diye konuştu.