Cumhuriyet Halk Partisi Lideri Özgür Özel, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde Muhtarlar ve Sivil Toplum Kuruluşlarıyla Buluşma Programına katıldı. Genel Başkan Özgür Özel burada yaptığı konuşmada şunları söyledi:
“Bugün kendi memleketimde, çok sayıda akrabamın yaşadığı, çok kıymetli siyaset arkadaşlarımın olduğu Kasabamız’da sizlerle birlikteyiz. Manisa’da mazbatayı almadan bir gün önce, seçimden iki gün sonra Manisalı hemşerilerimizle kucaklaşmıştık. Ardından resmi ilk program için Hatay’a, deprem bölgesine gitmiştik. Onun dışında belli yerlerde belli programlarımız oldu ancak bir ilçe programı, bir belediye ziyareti, belediyemizin açılışları ve yeni temel atmaları, önümüzdeki dönemdeki adaylığına yönelik olarak ilk çalışma gününü Manisa’mızın Turgutlu’sunda, bizi her geldiğimizde bağrına basan sevgili Çetin Akın’a, ekibine sahip çıkan, kendi geleceğine sahip çıkan bu güzel ilçede sizlerle birlikteyim. Hepiniz hoş geldiniz, şeref verdiniz. İl başkanımız burada. Türkiye’deki dört kadın il başkanından bir tanesi partimizdeki. İlçe başkanımız Hasan Ayma hepimizi selamladı. Sevgili Bekir Başevirgen Turgutlu’muzun evladı, hepimizin gözbebeği milletvekilimiz. Vehbi Bakırlıoğlu, Akhisar’dan milletvekilimiz, bizim çalışma arkadaşımız. Akhisar’ın çok çalışkan, Çetin Akın’ın yol arkadaşı, birbirlerine sürekli omuz vererek çalıştıkları değerli Belediye Başkanı Besim Dutlulu burada. Ümit ediyorum, sizlerin destekleri ile yaptığımız bütün kamuoyu araştırmalarında ortaya çıkan, sahayı saran heyecanla Manisa Büyükşehir Belediyesi’ni emanet edeceğimiz, henüz 40’lı yaşlarının başlarında, Mimarlar Odası başkanlığından gelen, büyükşehir belediye meclisinde önemli görevi uzun süre üstlenmiş olan, hepimizin gözbebeği, Manisa’nın yarınlarını kendisine emanet edeceğimiz Büyükşehir Belediye Başkan Adayımız Ferdi Zeyrek aramızda. Biz CHP ailesi olarak hepinizi sevgi ile selamlıyoruz. Bu kahvaltıda sizlerle birlikte olmak hepimiz için büyük gurur.”
“BELEDİYECİLİK HİZMETİ BİR PARTİ HİZMETİ DEĞİLDİR”
“Hem bu salonda hem de Çetin Akın’ın hizmet ettiği Turgutlu’nun dört köşesinde sadece CHP’liler yok. Belediyecilik hizmeti bir parti hizmeti değildir. Turgutlu bunu geçmişte yaşadı. Bir belediyeyi bir partinin aidiyetine verip, o parti için istihdam alanına dönüştürüp, o partinin ideolojisine göre hizmet etme anlayışını Turgutlu geçmiş dönemlerde birkaç kez deneyimledi ve reddetti. Turgutlu Kasaba’ya hizmet edecekse, sokaklarında dolaşacak, taziyesine koşturacak, düğün evinde gidip düğün evindekilerle birlikte eğlenecek ve mutluluğu yaşayacak, yas evinde yası paylaşacak. O üzerine düşeni yaptı. Biz de yaptığımız bütün ölçümlerde, çünkü biz babamızın oğlu olsa, kız kardeşimiz olsa memnuniyet anketinde bir noktada değilse, seçildiğinden ileri değilse, o beldenin, ilçenin, o şehrin onayını almadıysa kimseyi aday göstermiyoruz. Burada Çetin Akın’ın memnuniyet anketi karnedir. Karnesine baktık. Turgutlulara sorduk, bir mahalle ve partinin üyelerine değil Çepnibektaş’a da sorduk, Turgutlu’nun en merkezinde en çok oy aldığımız mahalleye de en az oy aldığımız mahalleye de sorduk, Çetin Akın’ın karnesini gördük, sizden beş pekiyi, aferin almış. Kendisini taktir ediyoruz. Tekrar onaylarınıza sunuyorum. Bundan sonra Turgutlu’ya hizmet etmeye devam edecek. Bugün aylar önce açılışını yaptığımız, temelini attığımız bir tesisisin açılışına çağırdı. Aradığında inanmadım, dedim ‘Bitmiş olamaz.’ Koca bir çarşı, büyük bir ihtiyacı karşılayacak. 17 bin 500 metrekare sanayi çarşısının temelini atmıştık, bugün açılışa çağırıyor. Cuma pazarının ve otoparkın temelini atmıştık, bugün açılışa çağırıyor. Turgutlu Cemevi’nin temelini atmıştık, bugün açılışa çağırıyor. Çok amaçlı bir salon açılışı vardı, temel atmıştık, binası bittiğinde ince işçiliği yapılırken görmüştük, bugün açılışa çağırıyor, bir yandan da 400 kişilik sanat merkezinin, Turgutlu’da kimin ihtiyacı olursa yararlanabileceği, tiyatronun, sinemanın, konserlerin, siyasi partilerin tamamının hizmet alabileceği, odalarımızın ve başkanlarımızın yararlanacağı bir kültür ve sanat merkezinin temelini atmaya çağırdılar. Hem yaptıkları, hem de bundan sonra yapacakları için ben belediye başkanına, yardımcılarına, tüm siyasi partilerden belediye meclis üyelerimize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Kendilerini bir kez daha tebrik ediyorum.”
“TÜRKİYE EKONOMİK KRİZİN ALTINDA EZİLEN MİLYONLARIN YAŞADIĞI BİR ÜLKE”
“Değerli muhtarlarım, başkanlarım. Biliyorsunuz Türkiye hangi görüşten olursa olsun büyük bir ekonomik krizin altında ezilen milyonların yaşadığı bir ülke. Bugün esnaf, çiftçi, çalışanlar zor durumda, bugün çok önemli miktarda emekliler ise perişan durumda. Enflasyon rakamları açıklanıyor, enflasyon rakamlarına göre geçen yılın enflasyonu telafi ediliyor güya. Ama bu yıl o maaş hızla erimeye başlıyor ve insanlar gerçekten güçlük yaşıyorlar. Enflasyon rakamları gerçek açıklansa hiç olmazsa geçen yıldaki enflasyon telafi edilmiş olur. Paranın satın alma gücü 1 Ocak’ta geçen yılki seviyesine gelir, şimdiki erimeyi konuşuruz. Ama TÜİK geçen sene gıda enflasyonunu kendi resmi rakamlarına göre yüzde 72 olarak açıkladı. Oysa hepimiz biliyoruz ki gerçek enflasyon, yani 1 yıl önce 100 liralık bir mal 200, 220, 230 lira oldu. Gerçek enflasyonun yüzde 128 ile yüzde 170 arasında çeşitli ürünler için değiştiğini hepimiz biliyoruz. Uç olarak fiyatı 1’e 3, 1’e 4 katlanan örnekler de var ama yüzde 120’nin altında zam alan hiçbir şey yok. Biz bu yüksek enflasyona ve fiyat artışına itiraz ederken, yapılan seçimlerde 2023 yılında tek haneli enflasyon vaadinde bulunan iktidar partisi 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde, hem Cumhurbaşkanlığı adaylarında hem de iktidar partisi milletimizin teveccühü ile iktidarını korudu. Ne diyorlardı? ‘Seçimden sonra fiyatlar düşecek.’ 2023 enflasyonunda elbette olmayacağı belliydi. Ama ‘Hızla fiyatların belini kıracağız’ diyorlardı. Bir küçük çalışma yaptık. Sadece İstanbul Ticaret Odası’nın verilerine göre gıda fiyatlarındaki artış yüzde 80,5. Oysa dünyada bu yıl gıda fiyatlarında yüzde 10 oranında düşüş yaşandı.”
“BENZİN YÜZDE 85, MAZOT YÜZDE 190, EKMEK YÜZDE 60 ZAMLANDI”
“Bu iktidar yeniden yetki aldı 28 Mayıs’tan şu ana kadar. Daha mayıs ayına 4 ay var. Benzin yüzde 85 zamlandı. Mazot yüzde 109 zamlandı, ekmek yüzde 60 zamlandı, makarna yüzde 91, yumurta yüzde 55 zamlandı. Bunu nerede söylüyorum? Bunu bir televizyon programında söylemiyorum. Bunu, Manisa’nın Turgutlu ilçesinde, 61 muhtarımızın gözünün önünde, esnaf odası başkanlarımızın gözlerinin içine bakarak söylüyorum. Bu söylediğim rakamın eksiği var. İtiraz eden olur, ‘Yumurta yüzde 55 olmadı, yüzde 75 zamlandı’ diyen olur. Haklıdır. Ama en düşük hesaplamalarla yumurta yüzde 55 ve makarna yüzde 90 zamlanmış. Bu şartlar altında, Turgutlu’da binlerce emekli 7 bin 500 lira emekli maaşı alıyor. Bir emekli 2002 yılında, bu iktidar geldiğinde 1’e 1,5 emekli maaşı alıyordu, asgari ücrete göre. Yani asgari ücretin yüzde 50 fazlasıydı en düşük emekli maaşı. Yalanım varsa, eksikse, bir kişi çıksın desin ki ‘Özgür Özel yanlış söylüyor, 2002 yılında emekli maaşı asgari ücretin yüzde 50 üzerinde değildi’ desin. Yüzde 50 üzerindeydi. Bugün asgari ücret yeterli değil ama 17 bin lira. Bu hesaba göre emekli maaşının bugün en düşüğünün 25 bin lira olması lazım ama 7 bin 500 lira.”
“EMEKLİ MAAŞLARI EN AZ ASGARİ ÜCRET SEVİYESİNE ÇIKARILMALI”
“Bugün, ‘Esnafın durumu niye kötü’ diye bakan, öyle makroekonomik göstergelere filan bakmayacak. Emekliye parayı yut diye vermiyorlar, tut diye veriyor. Bankadan alıyor, geliyor esnafta harcıyor. Bugün Turgutlu ekonomisi bu durumdaysa, emeklinin eline 7 bin 500 lira geçtiği içindir. Asgari ücretlinin eline 14 bin lira geçtiği içindir. Turgutlu Belediye Başkanımıza sordum, belediyemizdeki en düşük ücret nedir dedim. Dedi ki ‘Yüzde 146 oranında uyguluyoruz’. 24 bin 800 lira. Değil mi Başkanım? Belediyemizde en az maaş 24 bin 800. Çevir yoldan sor. Yetiyor mu bu para diye. Yetmez. Kira ortada, masraflar ortada. Ama biz hiç olmazsa asgari ücretin yüzde 50 üzerini vererek emekçimizi ezdirmemeye çalışıyoruz. Oysa bu hükümet 7 bin 500 lira vererek, emeklisini ezdirmemeyi bırakın, açlığa, sefalete, başkasının eline muhtaç etmiş durumdadır. Eskiden emekli maaşları evlatların desteklendiği, torunların okutulduğu, karne hediyelerinin verilebildiği, düğünlere gidildiğinde altın takıldığı bir seviyeden, bugün karnını doyuramaz, hele hele evi de kiraysa karnının doyuramaz bir noktaya gelmiştir. Buradan bütün siyasi partilere sesleniyoruz. Emeklilerin hepsi ne CHP’li, ne İYİ Partili, ne de bir siyasi görüştendir. Emekliler her siyasi partiden olabilir ama hepimizin minnet borçlu olduğu, bu ülke bu noktalara gelene kadar çalışmış, alın teri akıtmış, göz nuru dökmüş, evlatlar yetiştirmiş ve hepimize emanet büyüklerimizdir. Bu 7 bin 500 lirayı önümüzdeki hafta derhal bizim önerimiz, kanun teklifimiz var, en az asgari ücret seviyesine çıkarmak durumundayız. Bu çağırıyı Turgutlu’dan Türkiye’ye yapıyoruz.”
“MAAŞIN YÜZDE 30’UNU CEBİNDEN TÜİK ÇALMIŞTIR”
“ENAG’a göre enflasyon yüzde 124. ENAG, Enflasyon Araştırma Grubu. Bunların hepsi üniversitede akademisyen. Bunların hepsi fiyatları karşılaştırıyorlar, resmi olarak neye baktılar? Geçen sene kaç para, bu sene kaç para diye fiyatları hesap edip enflasyonu ilan ediyorlar. Enflasyon hesabı TÜİK’e göre yüzde 64 olarak yapılıp da çalışanların ve emeklilerin maaşları buna göre ödendiği için memur yüzde 49, emekli yüzde 37 zam aldı. Oysa gerçek enflasyon hesaplansaydı, yüzde 35’er bunun üzerinde zam alacaklardı. Bugün maaş çeken herkes bankadan maaşını çeksin, kaç para çekiyorsun? 15 bin lira çekiyorum. Bil ki 4 bin 500 lirasını, yüzde 30’unu cebinden TÜİK çalmıştır. 25 bin lira maaş çekenin 7 bin 500 lirası hesap oyunları ile çalınmıştır, 30 bin lira maaşı olanın 9 bin lirası TÜİK’in hesabıyla cebinizden alınmıştır. Eğer gerçek enflasyon hesaplansa bugünkünün yüzde 35 üzerinde bir maaş alacaktınız. O yüzden muhalefet partileri enflasyona ve TÜİK’e isyan ederken… TÜİK’in kısaltması ne? Tayyip Erdoğan’ı Üzmeyen İstatistik Kurumu. Tayyip Erdoğan’ı üzmüyor ama emekliyi üzüyor. Tayyip Erdoğan’ı üzmüyor, çalışanı üzüyor. Tayyip Erdoğan’ın bir dediğini iki etmiyor ama esnafı perişan ediyor. O yüzden ben muhtarlarıma şunu hatırlatmak isterim. Genel seçimler insanların siyasi tercihlerine göre oy verdikleri seçimlerdir. Biz genel seçimlerde bu ülkenin bu sorunlarını çözmeye taliptik. Çok da iyi bir noktaya geldik ama ikinci turda yüzde 1,5 gibi bir oy farkı ile iktidara gelemedik. Gelseydik bambaşka şeyler olacaktı. Ama bugün etkin bir denetim yapma, sorunları dile getirme, 4 yıl boyunca kim sıkıntı çekiyorsa sıkıntısını dile getirmek boynumuzun borcu. Önümüzde yerel seçimler var, yerel seçim bir genel seçim değil. Genel seçimde insanlar oy verirken maalesef şöyle korkutuldular, sonradan kabul edilen sahte videolar çekildi. Yalan olduğu çıktı ama TRT verdi, yandaş kanallar verdi. İnsanlar inandı, insanlardan şu şekilde oy aldılar, ‘Evet, açsın, yoksulsun, işsizsin, güvencesizsin ama tehlike büyük. Oyu bana vermelisin. Yoksa ezanı durduracaklar. Yoksa bayrağı indirecekler, ülkeyi böldürecekler.’ Seçim geçti gitti, Turgutlu’da sabah ezanını okuyan müezzinin promosyon hakkını yine CHP’liler savunuyor. Seçim geldi, geçti. Ama sınır boylarında bayrak dalgalansın diye nöbet tutan uzman çavuşun özlük haklarını yine CHP’liler savunuyor. Biz bu ülkeyi kuran iradeyiz. İçimizde, burada bir tane bedelli askerlik yapan yok. Bir tane bedelli askerlik yok. Hepimiz çektik kurayı, kimimiz Kuzey Irak’a gittik. Kimimiz Ardahan’a gittik, kimimiz memlekette Türk bayrağının dalgalandığı bir yere gittik. Kimse Atatürk’ün kurduğu partinin milliyetçiliğini, vatanseverliğini sorgulamasın. Ama gerçek vatansever, gerçek milliyetçi de emeklisine, emekçisine, çalışanına, gencine sahip çıkan, onları yoksul, aç bırakmayan, ele güne muhtaç bırakmayanlardır. Memleketimize hep beraber sahip çıkacağız.”
“SEÇİMLERDE İKTİDARA SARI KART GÖSTERMEYE DAVET EDİYORUM”
“Bu seçim yerel seçim, bu seçimde enflasyondan şikayeti olan, maaşından şikayeti olan, mevcut belediyesinden şikayeti olmayan bütün Turgutluları bu seçimde iktidara sarı kart göstermeye, ‘Bak seçimde oy verdik ama halimizden memnun değiliz. İyi yönetene destek oluyoruz ve sana bir sarı kart gösteriyoruz’ demeye davet ediyorum. Bu kadar zamma, enflasyona, bu kadar işsizliğe rağmen iktidar partisi oylarını koruyacak olursa emin olun kimseyi koruyamayacak. Diyecek ki ‘Şartlar ne olursa olsun oy veriyorlar.’ Ama bu seçimde gösterilecek bir sarı kart, pabucun pahalı olduğunu, emekliye, emekçiye sırt dönenin, esnafı bu halde bırakanın, bu ülkenin yoksulluk sorununu çözmemenin bir bedeli olduğunu görecek. Öbür yandan vereceğiniz her oy, geçmiş dönem vermemiş olabilirler ama iyi yönetilen bir şehre, namuslu ve çalışkan bir belediye başkanına, gecesini, gündüzüne katarak şehrine sahip çıkan yerel yöneticiye de teşviktir. Turgutlu’nun geçmişte neler çektiğini, nasıl bir partizanlıkla yönetildiğini, nasıl hizmetin bir gruba olduğunu ve büyük kesimlerin nasıl unutulduğunu hep birlikte yaşadık. Bu dönem karınca kararınca belediyenin bütün gücü oranında, 8 milyon dolar, 54 milyon o günün parası, bugünün parası ile 240 milyon lira borç devraldı başkan. Çıkarken sordum, ‘1 lira cari borcum yok’ diyor. Şu demek oluyor. Esnafa, müteahhitte, çalışana, Turgutlu’ya, bu salona, bu şehirde belediyemizden alacaklı kimse yok. Varsa, ‘Biliyorum borcu var belediyenin’ desin çıksın. 240 milyon lira borcu devraldık, bugünkü para ile. 5 yıl önce 54 milyon liraydı. Bugün CHP Belediye Başkanı sizin karşınıza geçmiş, alnı açık, başı dik. ‘1 lira cari borç bırakmadım’ diyor. Belediyeyi maaş ödeyemez halde bırakanlardan, kendi aralarında ‘senin olacak benim olacak’ çekişmesiyle Kasaba’yı yalnız bırakanlardan, Kasaba’yı kendi evladı eliyle bugünlere getiren bir siyasetin, bir hizmetin, bir mücadelenin Turgutlular tarafından ödüllendirilmesini bekliyorum. Siz bulunduğunuz mahalle, semtin kanaat önderlerisiniz. Muhtarlar belediye başkanından, milletvekilinden çok daha demokratik şekilde seçiliyor. Yakada rozet yok arkadaş. Takmış adam yakasına 6 oku, arkasında milyonlarca üye, 100 yıllık CHP. ‘Ben seçildim’ diyor değil mi? Öbüründe ampul var, Tayyip Erdoğan’ın gücü var, iktidarın gücü, devletin gücü var. ‘Ben seçildim, milletvekili oldum’ diyor. Öbürü 9 ışık doktrininden geliyor. MHP’nin gücü var, Devlet Bahçeli’nin gücü var, ‘Ben seçildim, geldim buraya’ diyor. Muhtarın gücü yok, bütçesi yok, aday oluyor pusulasını bile kendi bastırıyor. Kapı kapı dolaşıyor. Doğrudan demokrasi ile yani namusuna güvenildiği, temiz bir insan olduğu, ‘Hakkımı savunur’ diye insanlar düşündüğü için göreve geliyor. Yani bu muhtar mahallenin kanaat önderi, vicdanı, aklı demek. Ben bütün muhtarlarımızdan, bugüne kadar bu kapı açıktı, ayağınıza gelmese, bugün buraya gelmezsiniz. 61 muhtarın 58’i burada 3’ü mazeretli. Ne zaman arasanız, belediye başkanlarımız, milletvekillerimiz ve bizler buradayız. Telefonumuz açık. Ama sayın muhtarlarım, bu seçimde biz marifet iltifata tabiidir diyoruz. Bu genç Kasabalı delikanlıyı mahcup etmeyin. Emeğinin karşılığını alsın, geçen sefer aldığı oyları alacak. Fazlasını alacak. Biz de bundan sonra Manisa’nın bir evladı, Genel Başkanı olarak başkanımız ne noktada destek istiyor, Avrupa’nın hangi şehri ile kardeş şehir olacaksa, hangi büyükşehrimizle ilişkilendireceksek, Kasaba’ya unutulmaz eserler kazandıracağımız bir 5 yıl için evladınız Çetin Akın’ı size emanet ediyorum.”
Havva ERTÜRK