Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Gülten İmren

NEREYE GİDİYORUZ

Yazıma başlamadan önce çok düşündüm; eğer attığım başlığı beğenirsem yazımın bir o kadar akıcı olmasını sağlamış oluyorum. Benim stilim böyle, önce başlık atılacak.

Evet, nereye gidiyoruz? İki gün önce milli bayramlarımızın en kıymetlisi 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutladık. Ülkemizin gençleriyle gurur duyuyoruz ve bir o kadar da kahroluyoruz. Bayram nedeniyle başta Sayın Cumhurbaşkanımız, güzel güzel sözlerden oluşan bayram mesajları yayınladılar, “Gençlerimizle kalkınacağız.” dediler. Öte yandan cezaevlerinde yatan gençlerimizi yok sayarak hiç bahsetmediler. Çalışırken ölen gençlerden hiç söz eden olmadı. Kapı kapı dolaşıp ayakları şişene kadar iş arayan gençlerin varlığından da kimse bahsetmedi.

Oysa birkaç gün önce Boğaziçi Üniversitesi’ne konuşmacı olarak davet edilen İslamcı yazar Nureddin Yıldız’ı, konuşma yaptığı sırada yumurtalı eylem gerçekleştiren öğrenci önce darp edildi, sonra da gözaltına alındı. Konuyla ilgili 97 öğrenci gözaltına alındı; 15 öğrenci tutuklama isteğiyle sulh ceza hakimliğine sevk edildi ve 6’sı tutuklandı, 9’u adli kontrolle serbest bırakıldı.

Şimdi sormak isterim: Boğaziçi Üniversitesi 2021 yılından bu yana kaynayan bir kazan. Kayyum rektör Melih Bulu, öğretim üyeleri tarafından istenmeyen ve “Kendi rektörümüzü seçebilmeliyiz.” mücadelesini veren akademisyenler… Böyle bir okula, daha önce yaptığı konuşmalarda “6 yaşındaki bir kız çocuğu ile 25 yaşındaki bir erkek evlenebilir.” diyen bir konuşmacıyı oraya davet ederken, kusura bakmayın ben normal göremiyorum.

Söz konusu gençler olunca, üstüne üslük gençlere verdiğimiz değere bir bakalım: Türkiye’nin %19’u gençlerden oluşuyor. Bunların %22,9’u ne okuyor ne de çalışıyor. İş bulup çalışmak isteyenler ise iş bulmaktan umudunu kesmiş durumda. Bir de madalyonun arka yüzü var; iş bulup çalışırken ölümlerin çoğaldığı da gözlerden kaçmıyor. 2025 ilk 4 ayına göre ölümlerin; inşaat ve yol yapımında 718, tarım ve orman işlerinde 445, konaklama 241, taşımacılık 180 ve metal işinde çalışan 164 kişi hayatını kaybetti. Bunlardan 18 yaş olanların sayısı 222, 19-22 yaş arası 1214, 23-25 yaş 1292. Bunlar da genç… Medeni ülkelerde bu ölümlerin yarısı yaşanmazken, bizde neden önlenemiyor diye sormak geliyor içimden.

Tüm bu yaşananlara karşın gençlerimizin her geçen gün iş sıkıntısı çekeceği haberleri duyuluyor. İş kolunda köklü bir yeri olan tekstil sektörü can çekişiyor. 2021’den bu yana sektörde 242 bin işçi azalmış. Mayıs ayının ilk on gününde 24 fabrika kapanırken, 257 fabrika da satışa çıkarıldı. Bu, ekonomide dönen çarkların dişlilerinden biri mutlaka kırılacak anlamına geliyor.

Ancak çarkların şıkır şıkır döndüğü bir yer var tabii ki. Bazı çevrelerin iddialarına göre 3 Haziran’da Cumhurbaşkanı kabinede bir revizyon yapacak deniliyor. Peki neden 3 Haziran? Görevleri sona erecek bakanlarımızın emekli maaşlarını hak edebilmeleri için iki yıl bakan koltuğunda olmaları gerektiğinden, bu iki yıl 3 Haziran’da dolacak ve bakanlarımız 141 bin lira emekli maaşlarını alacaklar.

En başında sordum: “Nereye gidiyoruz?” diye. Evet, gerçekten bilmiyorum, bir yerlere gidiyoruz ama nereye? Bakın 19 Mayıs bayram kutlama mesajı: “Barış tek kanatlı bir kuş değildir, sabır gerektiren yeni bir sürece geçilmiştir. PKK silahlarını Suriye Arap Cumhuriyeti’ne bırakmalıdır.” Ben bunu 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı mesajı olarak göremedim.

Böyle bir ülkedeyiz: Aile Bakanımız var, her gün sokaklarda kadınlar katlediliyor. Orman Bakanımız var, ormanlarımız talan ediliyor. Sağlık Bakanımız var, hastanelerde engelli çocuklara tecavüz ediliyor. Neyse, fazla uzatmayalım.

KALIN Sağlıcakla.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER