Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Gülten İmren

SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ

Cennet ülkemi çok seviyorum, son nefesime kadar da sevmeye devam edeceğim. Büyüklerimiz ne yaparsa yapsın, ne derlerse desinler, benim bu sevgimi kimse engelleyemez; hatta Süper Lig maçına çıkan futbolcular “Doğal olan normal doğumdur” pankartı taşıyarak sahaya girse bile. Z kuşağının hayallerini yerle bir etseniz bile. Proje okulları yapacağız masalları anlatarak öğretmenlerin yerlerini değiştirip köklü okullarımızı yok etme düşünceleriniz olsa bile.

Ülkenin geleceğini sizden daha fazla düşünen bu gençliği pasifize etmek için çalışan Sayın Bakan Yusuf Tekin, bu yaptığınız ilk değil ve son da olmayacak, ancak bu gençlik size boyun eğmeyecek. Geçen yıl tarikatlarla imzaladığınız protokolleri unutmadık. Biz “tarikat” derken siz “STK” diyordunuz; amaç okullarda istedikleri gibi propaganda yapmalarını sağlamak.

Sayın Bakan, Balıkesir SYAL’de çok değerli bir öğretmenimiz var: Cem Erginay. Siz İsmail Ağa Cemaatini makamınızda ağırlarken, öğretmenimiz Cem Erginay Matematik dalında 4 altın madalya aldı. Yetmedi, yine SYAL’den Sosyal Bilimler kategorisinde Öğretmen Sumru Kırpar, Fatma Deniz, Ecenaz Urfa, Tuana Gökçe ve Miraç Elif Kaya, proje sunumu sonrası 15 ülke ve 341 katılım arasından altın madalyayı Balıkesir’e getirdi. Böyle bir durumda bu gençlere ne yaparsanız yapın, kaybeden siz olursunuz.

Balıkesir’de sadece SYAL’den bahsettim, tabii ki gençlerin başarıları bununla sınırlı değil. “Proje okulu yapacağız” diyorsunuz, buna bir espri ile yanıt vereyim: Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşanan olaylarda, okulu işgal eden polislerden bir öğrenciye copunu göstererek “Akıllı ol oğlum!” diye bağırınca, öğrenci gülerek “Ben buraya senin hayatında göremeyeceğin puanla girdim, sen copla girdin, daha nasıl akıllı olayım?” deyince olay bitiyor.

Kısacası, elektriğe %25 zam yapsanız bile, kasap dükkanlarına gidemesem de bu ülkemi seveceğim. Z kuşağının hayallerini yerle bir ettiniz; ne ev ne araba alma imkanı yok. Ev almak için bankalara gidip şansını zorlarsa, bakın neyle karşılaşıyor: 2 milyon konut kredisi alsa, 120 ay yani 10 yıl ödemek istese, aylık taksiti 63 bin lira, toplam geri ödeme 7 milyon 650 bin lira ödeyecek. Kendisine 2 milyona bir ev alıyorsa, 2 evde bankaya alması gerekecek.

Biraz eskiye gitmek gerekirse: 2010 yılında ortalama bir ev kirası 800 lira iken, 2025 yılında ortalama ev kirası 20.000 bin lira artış (%2000-400). Ev fiyatlarına bakarsak, 2014 yılında satılık bir ev 170 bin lira civarındayken, 2025 yılında ise 4 milyon artış (%2252) olmuş. Bunları niye yazıyorum? Z kuşağının hayallerini yıktınız dedim ya, “Hadi oradan” demeyin diye yazdım.

Sadece Z kuşağı değil, yok edilen orta sınıf için de değişen bir şey yok. Rahmetli Turgut Özal’ın yarattığı orta direk vardı; hatırlayanımız azda olsa vardır, ama orta direk diye kimse kalmadı. Ancak bunu herkes fark etti, bir bizi idare edemeyenler fark edemedi. İdarecilerimiz için her şey süt liman, her şey mükemmel. Kısacası, şimdi anlatacağım hikaye gibi yaşıyoruz:

Padişahın sarayına yakın bir elma bahçesi varmış. Ak sakallı bir adam, elma ağaçlarına gözü gibi bakar, harika elmalar yetiştirip satarmış. Yeni hasat ettiği elmaları arabasına koyup satışa giderken, padişah elmacı ihtiyarı görünce çok hoşuna gitmiş ve Sadrazam’ı çağırıp bir kese altın verip “Şu ihtiyara verin, elma alın” demiş.

Sadrazam bir kese altını almış ve Vezirin yanına gidip yarım kese altın verip “Git şu elmalardan al” demiş. Vezir yarım kese altını alıp Miray’a on altın verip elma al demiş. Miray on altını alıp kapıkuluna iki altın verip elma almasını söylemiş. Kapıkulu bir altın verip bir kasa elma alıp Miray’a yarım kasa elma götürmüş. Miray yarım kasa elmayı alıp Vezire bir torba elma vermiş. Vezir beş adet elmayı bir tabağa koyup Sadrazama vermiş. Sadrazam bu tabağı Padişaha sunmuş ve memnun olan padişah, “Halk her şeyden şikayet ediyor, bak ne güzel geçinip gidiyoruz” demiş.

Oysa neler dönüyor bilmiyor. Bir gün öğrenecektir, ama belki de geç kalmış olacak, bilemem.

Sayın Cumhurbaşkanımız Erdoğan, Özgür Özel’e çeyrek altın hesabı yapma diye kızıyordu. Emekli asgari ücretli eskiden düğünlere giderken küçük altın götürürdü, şimdi gram altın alamıyor. Asıl önemli olan son günlerde sık sık duyduğumuz sahte altın olayı. Bunu ben demiyorum, TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken söylüyor.

Palandöken, altını güvenli bir liman olarak gören vatandaşların, altına artan talep nedeniyle bazı risklerin ortaya çıktığını hatırlatarak vatandaşları uyardı. “Sahte altın riskinden etkilenmemek için özellikle tanıdığınız yerlerden alışveriş yapın, aldığınız ürünlerin sertifika ve belgelerini alın, gramajlarını kontrol edin” dedi. Palandöken, “Vatandaşımızın aldatılması bizi derinden üzer” dedi ve vatandaşı uyardı.

Kalın sağlıcakla.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER