SUBÜ Kadın ve Aile Merkezi koordinasyonunda 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle düzenlenen kokteylde konuşan Rektör Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, kadınların kıymetini yakınlarını kaybedenlerin ya da hayatında kadın dokunuşu olmayanların anlayabileceğini söyledi. Zulme direnen kadınları minnetle andıklarını belirtti.
Sakarya Uygulamalı Bilimler Üniversitesi’nde (SUBÜ) 8 Mart Dünya Kadınlar Günü nedeniyle kadın akademisyenler ve idari personellere yönelik bir kokteyl düzenlendi. Kadın ve Aile Çalışmaları Uygulama ve Araştırma Merkezi (SUBÜKAM) koordinesinde gerçekleşen kokteyle katılan Rektör Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, kadınların SUBÜ’nün gelişimine ciddi katkı sağladıklarını belirterek günlerini kutladı.
Gayretleri ve dokunuşlarıyla üniversitenin çalışma ortamında güçlü bir sinerji yakalanmasına kadınların büyük katkıları olduğunu kaydeden SUBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Sarıbıyık, “Bunun için her birinize ayrı ayrı teşekkür ederim. Bireyi yetiştiren ve yeşerten yer aile. Aileyi çekip çeviren ve bir arada tutan ise kadınlar. Bu nedenle toplumun şekillenmesinde en büyük rolü de kadınlar ve anneler oynuyor. Şefkat, merhamet ve güzel ahlak temelleri ile başlayan hayat, toplum içinde de yine bu temeller üzerinde devam ettiği ölçüde insanlar mutlu olabiliyor. Hayatta önemli olan şey iyi birer insan olabilmek, çevremize ve kendimize fayda üretebilmek, neticede arkamızdan bu iyi bir insandı söylemi ile ‘hoş bir seda bırakmak’ tır. Kadın ve erkekler arasında eşitlik temelli sloganlar aslında kadınlar üzerinden çıkar sağlamak isteyenlerin işine geliyor. Çünkü kadın ve erkek eşit değil eştir. Bir ayakkabı çiftinde sağ ayakkabı ve sol ayakkabı baktığınızda eşit gibi durur ama eştirler. Eğer sağ ayağınız için üretilmiş ayakkabıyı sol ayağınıza giyerseniz hem ayağınıza hem de ayakkabıya eziyet etmiş olursunuz” diye konuştu.
Kadınların kıymetini en iyi yakınlarını kaybedenlerin ya da hayatında kadın dokunuşu olmayanların anlayacağını belirten Sarıbıyık, “Bizler için yaşamı yaşanabilir kılan, yalnızlık hissini gideren, sevgileriyle ve varlıklarıyla kalbimizi iyi eden, gördüğümüzde dahi içimize huzur veren annemiz, eşimiz, kızlarımız, büyüklerimiz ve akrabalarımız iyi ki varlar. Ne yazık ki Gazze’de annelerinden koparılan çocukları, eşlerinden koparılan babaları ya da çocuklarından koparılan anneleri, yok olan aileleri, söndürülen gelecek umutlarını, bombalar altında paramparça edilen huzuru görüyoruz. Yıkıntıların arasında dahi kadınlar metanetleriyle öne çıkıyor. Geride kalanlar ailelerine güç vermek için mücadele ediyor. Aslında Filistin uzun yıllardır yaşadığı zulme kadınlarıyla ve onların yetiştirdiği güçlü evlatlarıyla direniyor. Diyarbakır’da da PKK zulmüne anneler direniyor. Bu vesileyle Filistin’deki kadınlara en içten saygılarımı sunuyor, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum” şeklinde konuştu.