Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Türkçe Öğretim Merkezi Yöneticileri Koordinasyon Toplantısı

YUNUS EMRE VAKFI HİMAYELERİNDE TÜRKÇE ÖĞRETİMİ UYGULAMA VE ARAŞTIRMA MERKEZİ (TÖMER) İŞ BİRLİĞİNDE “TÜRKÇE ÖĞRETİM MERKEZİ YÖNETİCİLERİ KOORDİNASYON TOPLANTISI” ANKARA’DA YAPILDI.

YUNUS EMRE VAKFI HİMAYELERİNDE

Yunus Emre Vakfı himayelerinde Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) iş birliğinde “Türkçe Öğretim Merkezi Yöneticileri Koordinasyon Toplantısı” Ankara’da yapıldı.

Yunus Emre Vakfı himayelerinde Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) iş birliğinde “Türkçe Öğretim Merkezi Yöneticileri Koordinasyon Toplantısı” Ankara’da bir otelde gerçekleştirildi. Toplantının açış konuşmasını yapan Yunus Emre Vakfı Başkanı Şeref Ateş, sadece Balkanlarda, Arap coğrafyasında değil, Amerika kıtasından Pasifik’e kadar Türkçe dilini taşıdığını söyleyerek, “Bazı insanlar özellikle son dönemde ’Türkçe bilim dili değildir, Türkçe, felsefeye elverişli değildir, Türkçe şuna elverişli değil, buna elverişli değildir’ diye iddialarda bulunuyorlar. Dil insan vücudundaki kas sistemi gibidir. Yani siz kendi dilinizi öz güvenle kullanmadıktan sonra o dil gelişmez. Bilim dili de olmaz. İşte tıp dili de olmaz. Doğa bilimleri ifade edecek, söylemi, şiir yazmayı ya da felsefe yapmayı mümkün kılmaz. Bir dönem nasıl dilimiz tehdit altındayken bazı insanlar öne çıkıp bunun önemini vurgulamış ise biz de bugün dilimize sahip çıkmalıyız. Sahip çıkmanın temel özelliği özgüvenle kendi ülkemizi başta olmak eğitim diliminin Türkçe olması üniversitelerde başka dilleri kendi isteğinizle seçmemiz yani eğitim dili olarak seçmemiz bu derin anlamda baktığınızda bir anlamda bir kompleksi, bir aşağılık duygusunu ifade eder. Tabii ki dilleri yabancı dil olarak öğrenmemiz gerekir. Çünkü temel amacımız başkalarıyla bağ kurmak. Dolayısıyla dili ister Türkiye’de ister yurt dışında eğitim dili olarak yaygınlaştırmakta yine akademisyenlerin, bilim insanlarının görevi. Devletimiz bu bilinçle Kültür Bakanlığımız bünyesinde Yunus Emre Enstitüsü, Türk Dil Kurumu, Yurt Dışı Türkler ve Akraba Toplulukları gibi kurumlar kurarak bunu sağlamaya çalışmakta. Fakat en önemlisi halka inmeden bilim insanlarımıza, akademisyenlerimize bunu sahiplendirmeden bu dil yaşamaz. Biz de dilimizi her alanda kullanacağız ki, böylelikle gelişsin ve kâinatın, dünyanın, evrenin her tarafına bu dilimiz ulaşsın” dedi.

“Türkçe kullanımla ilgili talepler giderek artmaktadır”

Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı, Yunus Emre Vakfı Mütevelli Heyet Başkanvekili Serdar Çam, Türk dilinin ve Türkçe eğitim konusunun dünyada gelişen bir süreçte olduğunu söyleyerek, “Türk ekonomisi, ticareti, siyaseti, diplomasisi ve uluslararası etkinliği arttıkça, Türkçe kullanımla ilgili talepler giderek artmaktadır. Türk dizilerinin, sinema ürünlerinin kültürel faaliyetlerinin giderek yaygınlaşması, beraberinde bizim dilimizin de gelişerek bütün dünyada talep görmesine katkı sağlıyor. Bu talebe karşı da gerek Yunus Emre Enstitülerimizin merkezleri aynı zamanda TÖMER’lerin de temsilciliklerinde yaptığı merkezlerin yurt dışından gelen öğrencilerin ve diğer misafirlerin ihtiyaç duydukları Türkçe eğitimiyle alakalı süreçlerde gelişen şartlara göre, dünyadaki rekabet stratejisine göre ki, dil eğitiminin de bence bir rekabeti var, mücadele alanı var. Tarihten gelen kültürümüzün dilimizle birlikte korunması ve yaşatılması, başka dillerin etkisi altında kalmaması noktasındaki çabalar çok kıymetli” ifadelerini kullandı.