Türk çimento sektörünün 2023 yılında üretiminin yüzde 10,5 artışla 81,5 milyon tona ulaştığını açıklayan TÜRKÇİMENTO’nun Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, “Türk çimento sektörü olarak Türkiye’nin ihtiyacı olan yatırımların hayata geçmesini sağlayacak üretim kapasitesine fazlasıyla sahibiz. Türkiye’nin 2023 yılında ton ve değer bazında tekrardan Dünya ikincisi olduğunu söyleyebiliriz. 100’ün üzerinde ülkeye gerçekleştirilen ihracatta en önemli pazarımız ABD oldu. 2023 yılında toplam ciro ise iç satışlardaki ve dolar kurundaki artışla yaklaşık 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti” dedi.
Türkiye Çimento Sanayicileri Birliği (TÜRKÇİMENTO), dünyanın beşinci, Avrupa’nın lider üreticisi olan Türkiye çimento sektörünün, Cumhuriyetin 100’üncü yıl dönümü olan 2023 yılına ilişkin faaliyet sonuçlarını ve 2024 yılına yönelik hedeflerini, paylaştı. Toplantıya, TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu ve Yönetim Kurulu üyelerinin katılımıyla gerçekleşti.
TÜRKÇİMENTO’nun düzenlediği toplantıda konuşan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Yücelik, “Çimento, hepimiz için stratejik bir ürün. Dünyada sudan sonra en çok tüketilen emtia olan beton sayesinde sağlam geleceğin temellerini atıyoruz. 2023 yılında ülkemizi derinden yaralayan 6 Şubat’taki deprem felaketlerinde de çimentonun ticari bir konu olmaktan ziyade, can güvenliğimizin ayrılmaz bir parçası olduğu bir kez daha anlaşıldı. Türk çimento sektörü olarak Türkiye’nin ihtiyacı olan yatırımların hayata geçmesini sağlayacak üretim kapasitesine fazlasıyla sahip olduğumuzun bir kez daha altını çizmek isterim” dedi.
“2024 yılında, geçen yılki iç satış rakamlarının üzerinde ilave bir artışın yaşanmayacağını öngörüyoruz”
Yaşanan 6 Şubat deprem felaketinin tekrar yaşanmaması adına her zaman uluslararası standartlara uygun ve her daim denetlenebilir çimento üretimini birinci öncelik olarak gördüklerini ve görmeye devam ettiklerini belirten Yücelik, “2023 yılı son çeyreğinde yüzde 10,8 büyüyen inşaat sektörü, yılı yüzde 7,8 büyüme ile tamamladı. İnşaat sektöründeki bu yükseliş, inşaat endüstrisinin en önemli paydaşlarından biri olan çimento sektörünün geleceği için umut verici oldu. 2023 yılında yaşadığımız deprem felaketlerinin ardından bilindiği üzere kentsel dönüşüm projeleri başta olmak üzere, deprem bölgesinin yeniden inşa edilme planı devreye girdi. 2024 yılında, geçen yılki iç satış rakamlarının üzerinde ilave bir artışın yaşanmayacağını öngörüyoruz. Dolayısıyla iç satışların 2023 yılına benzer rakamlarda seyretmesini ve bu yılın daha durağan geçmesini bekliyoruz. Dış piyasaya bakacak olursak; enerji maliyet artışları ve global piyasalarda dalgalanmaların yaşanmaması durumunda, sektör olarak 2024 yılında da 2023’e benzer bir tabloyla karşılaşacağımız ve aynı seviyede yılı tamamlayacağımız kanaatindeyiz” şeklinde konuştu.
“Türkiye 2023 yılında ton ve değer bazında ihracatta Dünya ikincisi olduğunu söyleyebiliriz”
TÜRKÇİMENTO üyelerinin 2023 yılının çimento sektörü olarak nasıl geçtiğine değinen Yücelik, “Toplam üretimimiz, geçen yıla oranla yaklaşık yüzde 10,5 artarak 81,5 milyon tona yükseldi. İç satışlar ise yüzde 19 artışla yaklaşık 65 milyon tona ulaştı. Üye olan ve olmayan tüm fabrikalarımızın ihracat rakamlarına bakacak olursak, 2023 yılında önceki yıla oranla yüzde 28 oranında düşüşle 19,7 milyon tonluk bir dış satış gerçekleştirdik. Bu rakamın 15,7 milyon tonu çimentoyken 4 milyon tonu klinkerden oluştu. Değer bazında ise yüzde 18 düşüşle 1 milyar 265 milyon dolar değerinde dış satış gerçekleştirildi. Bu verilerle Türkiye’nin, 2023 yılında ton ve değer bazında tekrardan ihracatta Dünya ikincisi olduğunu söyleyebiliriz. 100’ün üzerinde ülkeye gerçekleştirilen ihracatta en önemli pazarımız ABD oldu. 2023 yılında toplam ciro ise iç satışlardaki ve dolar kurundaki artışla yaklaşık 4,7 milyar dolar olarak gerçekleşti” diye konuştu.
“Düşük karbonlu üretim 2024’deki en kritik konularımız”
Çimentonun ekonomik verilerin ötesinde stratejik bir ürün olduğunu vurgulayan Yücelik, “Bizim sanayiciler olarak yalnızca üretim-satış rakamlarına odaklanmamız söz konusu değil. Asıl hedefi düşük karbonlu üretim sağlamak olan sektörümüz, yeşil mutabakata uyum, alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, enerji verimliliği ve dijitalleşme konularında da titizlikle çalışıyor. Düşük karbonlu üretim yol haritamızda da belirttiğimiz gibi bu yolda alternatif yakıt ve hammadde kullanımı, düşük klinkerli üretim, enerji verimliliği ve teknolojik yatırımlar bizim sektör olarak en kritik konularımız. Türk çimento sektörünün ülkemizin 2053 net sıfır hedefiyle “Türkiye’nin Yeşil Kalkınma Devrimi”ni destekliyor. Özellikle ikiz dönüşüme sektör olarak adaptasyon sürecindeyiz. Dijitali yeşilden ayıramayacağımız bir döneme geçiş yapmış bulunuyoruz. Bu geçişte de bir diğer önemli unsur toplumsal dönüşümdür. Dolayısıyla ikiz dönüşüm sürecini üçüz dönüşüm olarak revize ederek yol haritamızı bu çerçevede çiziyoruz” ifadelerini kullandı.
“2053 net sıfır hedefini destekliyoruz”
Türk çimento sektöründeki sürdürülebilirlik odaklı gelişmeleri içeren ilk Sürdürülebilirlik Raporu’nun sonuçlarını da açıklayan Yücelik, “Raporun TÜRKÇİMENTO’ya üye 52 entegre tesisin 48’inin katılımıyla 2022 yılı faaliyetleri baz alınarak hazırlandı. Raporda baca gazından salınan emisyonlar, atık yönetimi, döngüsel ekonomiye katkı, enerji kullanımı, enerji verimliliği, yenilenebilir enerji yatırımları ve çevresel yatırımlar, çalışma ortamına ilişkin mevcut durum ortaya konuldu. Çimento sektörü, üretim prosesinin kendine has özellikleri ve yüksek miktarda enerjiye gereksinim duyması nedeniyle önlenemeyen sera gazı emisyonların oluştuğu bir sektör olduğu için iklim değişikliği ve sera gazı emisyonlarına raporda özel olarak yer verildi. İklim risklerinin azaltılması ve üretimde karbon yoğunluğunun düşürülmesi için uygulanması gereken yol haritası ve bu konuda sektörün ihtiyacı olan devlet teşvikleri, finansal destek konuları da raporda yer alıyor” dedi.
“Biz bu ülkenin çimentosuyuz”
Geçen yıl yaşanan 6 Şubat depreminin bir daha yaşanmaması için tedbirlerin alınması gerektiğini vurgulayan TÜRKÇİMENTO Yönetim Kurulu Başkan Vekili ve ÇEİS Yönetim Kurulu Başkanı Adil Sani Konukoğlu, “Biz bu ülkenin çimentosuyuz ve bu ülkenin bağlayıcısıyız. Biz çimento sektörü olarak taşıması zor ağır bir yük taşıyoruz. Çimento, lojistiği maliyetli bir ürün. Ancak çimentonun kilosu 2 lira 10 kuruş, maliyetin yüzde 70’i enerjiden geliyor. Bugün bir tesisin kurulma maliyeti 300 milyon dolar civarında fakat bizim başka maliyetlerimiz de var. Her yıl fabrikalarımızda 12 -13 milyon dolarlık bir revizyon yapmamız gerekiyor. Türkiye’nin toplam kişi başı çimento tüketim potansiyelinin azami 1000 – 1100 kilolara kadar çıkabilecek. Bizim bugün sektör olarak 120 milyon ton kapasitemiz var. Bu kapasite ile bizim nüfusumuz 150 milyon olmalı ki dışarıya satmadan içerde kullanabilelim. Yeni tesisin açılması ülkemizin karbon azaltımı konusu göz önüne alındığında yöneticilerimizin takdirindedir. Çimento firmaları olarak minimum 45 günlük stoğumuzun elimizde bulunması gerekiyor” diyerek sözlerini tamamladı.