Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Gülten İmren
Gülten İmren

TUZ KOKMUŞ

Bilmeyenler için aktarıyorum: “Tuz kokmuş” deyimi, denetim mekanizmasının yozlaşmasını ifade eder; bozulmanın en ileri safhaya ulaştığını, artık düzelmenin çok zor olduğunu anlatmak için kullanılan bir deyimdir.

Tuz kokmak… Şimdi nereden başlasam diye düşünüyorum desem yalan olur. Nereden başlarsam başlayayım, olaylar gerçekten çok vahim.

Daha yenilerde yazmıştım ölen çocuk işçilerini. Bakın, MESEM kapsamında Kasım ayında farklı şehirlerde 10 çocuk daha öldü. Sokağa çıkın, on kişiye sorun “MESEM nedir?” deyin, 3 kişi doğru yanıt veremez. Hepimizin bildiği eski çıraklık eğitiminin isim değiştirilmişi… Okulunu bırakmak ve çalışmak zorunda kalan öğrencileri meslek öğretmek adına patronlara peşkeş çekmekten başka bir şey değil.

İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre bu yıl en az 82 çocuk çalışırken hayatını kaybetti ve komik rakamlarla çalıştırılan bu çocuklar… 9., 10. ve 11. sınıfa gidenlere asgari ücretin %30’unu veriyorlar, yani ayda 6.600 lira. Bu, buzdağının görülen yüzü. Bir de görülmeyen yüzüne bakarsak daha büyük felaketlerle karşılaşıyoruz.

Yazmaya utanıyorum ama bu konuyu kesinlikle atlayamam: Şu TBMM lokantasında yaşanan utanç tablosu… Ülkenin en güvenilir yeri olan burada yaşananlar ilk defa yaşanmamış. 2018 yılında aynı şekilde yaşanan olaylar için Milletvekili Mahmut Tanal araştırma önergesi vermiş, ancak malum iki parti tarafından ret edilmiş. Sonuç işte bugün yaşadıklarımız. Sonra da “üç çocuk yapın” tavsiyeleri… Evladın erkek olsa MESEM kurbanı oluyor, kızın olsa Allah korusun.

“Tuz koktu” dedim ya, hadi aksini ispat edin, sizi alkışlayayım.

Konumuzla pek alakalı değil ama yine de sizlerle paylaşmak istedim: Tüm bu yaşananlarla ilgili ne gibi yaptırımlar uygulanacak merak ediyorum. Çalışırken ölen bu yavrularımızın öldüğüyle kalması inanın içimi acıtıyor. Sosyal medyada özellikle sokak röportajları mükemmel şekilde takip ediliyor: yalan haber yapma, yalan bilgiyi alenen yayma, kin ve nefret oluşturma diye… Hani protesto hakkı falan yok, böyle bir şey… Bir grup genç, çalışırken ölen MESEM öğrencileri için protesto eylemi yapmak istedi ve 16 kişi tutuklandı.

Merak ettiğim başka bir konu: Sayın Cevdet Yılmaz, Meclis’te yaptığı bir konuşmada “Tarımda %12,7 negatif büyüdük” diyor ve milyonlarca kişiyi yanıltıyor. Buna rağmen iktidar sıralarından alkışlar yükseliyor. Vekiller Sayın Yılmaz’ı ya dinlemiyor ya da negatif büyümeyi bilmiyor.

Bildiğim bir konuyla yazıma devam etmek istiyorum: Sayın Cumhurbaşkanımız “Şehir içerisinde askeri alan olmaz” deyip İstanbul’da askeri alanları boşaltıp şehir dışına çıkarmıştı, hatırlarsınız. Üzerine basa basa “Buralar imara açılmayacak, yeşil alan kalacak” demişti. İşte 171 bin 998 hektar askeri alan imara açıldı ve 8 ilçeden büyük bir bölümüne lüks inşaatlar yapıldı.

2006 yılından bu güne boşaltılan askeri alanlar ise şunlar: Arnavutköy, Hadımköy Jandarma Tabur Komutanlığı 183 hektar, Başakşehir Kani Akman Kışlası 161 hektar, K. Çekmece Halkalı Askeri Alanı 204 hektar, Tuzla İçmeler Piyade Okulu 200 hektar, Beşiktaş Jandarma Dikim Evi 3,1 hektar, Beşiktaş Askeri Lojmanlar 2 hektar, Maltepe General Baransel Kışlası 106 hektar, Beşiktaş Merkez Komutanlığı 1,9 hektar, Sarıyer Maslak 3. Kolordu Komutanlığı 37 hektar, Zeytinburnu Askeri Lojmanlar 12,3 hektar, Çekmeköy Şehit Onbaşı Azim Özdemir Kışlası 94,2 hektar, Esenler Atış Alanı Kışlası 434 hektar, Sarıyer Zekeriyaköy Füze Üssü 191,3 hektar… Toplam 1.456,3 hektar. Buralar yeşil alan kalacaktı ama kalmadı.

Aslında kalmayan daha çok şey var. Hani tasarruf etmemiz için yaz saati-kış saati uygulamalarını kaldırmışlardı… Aslında kaldırmışlardı değil, bizi kandırmışlardı olacak. Çok basit bu konuyu defalarca yazdım, yazmaya devam edeceğim. 2016 yılında elektrik tasarrufu olsun diye saat uygulamasını kaldırdılar. Aptal Avrupalılar hâlâ bu yaz saati uygulamasını kullanıyorlar. Gözümüzün içine baka baka cebimizden paramızı çalıyorlar.

Şu mevsimde hava saat kaçta aydınlanıyor? En erken saat 8’de. Peki okula giden yavrularımız kaçta kalkıyor? En geç 6.30 veya 7’de… Havanın zifiri karanlık olduğu saatte öğrencilerimiz ve çalışanlarımız yollarda. Yazık değil mi, günah değil mi? Saat 6’da evlerde yanan ışıklar boşuna tüketim değil mi? Yanlış bir şey var ve o yanlıştan dönün artık. Verdiğiniz üç kuruşta gözünüz olmasın. Kimseyi kolay yoldan zengin etmeyin.

Bu sözü de Sayın Bilal Erdoğan söyledi: “Kolay yoldan zengin olanlar toplumun ahlakını bozuyor” diyen Bilal Erdoğan çok doğru söylüyor. Bu elektrik üreticileri kolay yoldan zengin oluyorlar.

Kalın sağlıcakla.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER