Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Uz. Dr. Yordanagil, “Her 4 kanser tanısı almış kadından biri meme kanseridir. Kadınlarda kansere bağlı ölümlerde meme kanseri ilk sırada yer almaktadır. Meme kanseri çoğunlukla 50 yaş üstü kadınlarda görülse de ülkemizde genç yaş meme kanseri daha sık görülmektedir. Türkiye’de meme kanserli hastaların yaklaşık yüzde 20’si 40 yaş altı hastalarda görülmektedir” dedi.
Kocaeli Şehir Hastanesi’nde görevli Cerrahi Onkoloji Uzmanı Dr. Mevlüt Yordanagil, Meme Kanseri Farkındalık ayı nedeniyle açıklamalarda bulundu. Kanserin nasıl yayıldığını anlatan Uz. Dr. Mevlüt Yordanagil, “Meme kanseri, meme dokusundaki hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla oluşur. Başlangıçta kanser memede yavaş büyür ve yıllarca hiç bir belirti vermeyebilir. Kanser evresi ilerledikçe memede bir kitle, şişlik oluşur. Zamanla kanser hücreleri lenfatik yollar aracığıyla koltuk altı lenf bezlerine sıçrar ve bir sonraki adım olarak kan dolaşım sistemi ile vücudun diğer organ ve bölgelerine yayılır” diye konuştu.
“Ülkemizde genç yaş meme kanseri daha sık görülmektedir”
Meme kanserinin kadınlarda en sık görülen kanser türü olduğunu belirten Uz. Dr. Yordanagil, “Her 4 kanser tanısı almış kadından biri meme kanseridir. Kadınlarda kansere bağlı ölümlerde meme kanseri ilk sırada yer almaktadır. Meme kanseri çoğunlukla 50 yaş üstü kadınlarda görülse de ülkemizde genç yaş meme kanseri daha sık görülmektedir. Türkiye’de meme kanserli hastaların yaklaşık yüzde 20’si 40 yaş altı hastalarda görülmektedir” şeklinde konuştu.
Meme kanserinin belirtileri ve risk faktörleri
Meme kanseri belirtilerini anlatan Yordanagil, “Memede veya koltuk altında ele gelen şişlik ya da kitle, meme ucundan kanlı ya da şeffaf akıntı gelmesi, meme ucunda yara, kabuklaşma veya kızarıklık oluşması, meme başında çökme, renk değişimi gibi şekil bozukluğu olması, meme cildinde kızarıklık, ödem, portakal kabuğu görünümü olması, memenin asimetrik büyümesi sayılabilir. Meme kanseri risk faktörleri ise obezite, sigara ve alkol kullanımı, ilk adet görme yaşının küçük olması (12 yaşından önce), hiç doğum yapmamış olmak, hiç emzirmemiş olmak veya 12 aydan daha kısa süre emzirmek, ilk doğumdan önce uzun süre ile doğum kontrol hapı kullanmak, ilk doğumun 35 yaşından sonra yapılmış olması, geç menopoz yaşı (55 yaşına kadar menopoza girmemiş olmak), menopoz döneminden sonra hormon tedavisi almak, BRCA-1, BRCA-2 hastalıklı meme kanseri genlerine sahip olmak, ailede meme kanseri öyküsünün bulunmasıdır” ifadelerini kullandı.
“Kadınların 20 yaşından sonra kendi kendini muayene etme alışkanlığını edinmeleri önemlidir”
Son olarak erken tanının meme kanserindeki önemini vurgulayan Uz. Dr. Mevlüt Yordanagil, “Meme kanserinde erken tanı, hem tedaviyi kolaylaştırır hem tedavinin başarı şansını artırır. Meme kanserinin erken tanısı için kadınların 20 yaşından sonra kendi kendini muayene etme alışkanlığını edinmeleri önemlidir. Herhangi şüpheli durumda hekime başvurmaları önerilir. Hekime başvurduğunda ayrıntılı fizik muayene yapılır ve meme ultrasonu, mamografi ve MR gibi tanı yöntemleri istenebilir. Şüpheli kitle tespit edildiğinde meme biyopsisi yapılır. Meme kanserinin tedavisi evresine göre değişiklik gösterebilir. Erken evrede tedaviye ameliyatla başlanabilir. Daha ileri evrelerde ameliyattan önce kemoterapi verilir. Meme kanseri çeşitli teknikler ile ameliyat edilebilir. Mümkün olduğu durumlarda meme koruyucu cerrahi uygulanır. Ancak gerekli durumlarda meme dokusu tümüyle çıkartılabilir. Ameliyat dışında meme kanseri kemoterapi, hormon tedavisi ve ışın tedavisi ile tedavi edilebilir” dedi.