Nöbetçi Eczaneler
Bir şeyden bedel ödemeden hakkı olmayan herkesin hoyratça faydalanması anlamına gelen bu deyim, günümüze o kadar güzel uyarlanıyor ki, değmeyin gitsin. Bu sadece maddi anlamda olmayabilir; Yağma Hasanın Böreği her konuda geçerlidir.
Bir örnek verelim: Gaziantep’te bir tekstil firmasının sahibi Ahmet A. tarafından taciz edilen bir işçinin ibretlik yaşamı. Dar gelirli bir kadın fabrikada çalışıyor, fabrika sahibi gariban kadına önceleri sözle taciz ediyor. İşçi kadın önceleri fabrika sahibinin hayli yaşlı olması nedeniyle pek aldırış etmiyor, ancak adam daha da ileri gidip kadını taciz ediyor. Kadın önce CİMER’e şikâyet ediyor, ardından emniyete gidiyor, elindeki ses kayıtlarını emniyete veriyor. Ses kayıtları tahlile gidip doğrulanıyor. Tüm bunlara rağmen bir yıldır iddianame yok, çünkü fabrikatörün kızı iktidar milletvekili. Dedik ya, Yağma Hasanın Böreği. Bu ülkede ne börek biter ne de börek yiyenler.
Mardin Kızıltepe’de silolardan 1,5 milyar liralık buğday çalınmış, 137 bin ton lisanslı kiralık silolardan kamyonlarla taşınmış. Şimdi buna Yağma Hasanın Böreği denmez mi?
Peki başka nelere denir? Kredi alıp ödemeyenlere denir. Bakın, eski AK Parti milletvekili Vahit Kiler, Halk Bankası’ndan 100 milyon dolar kredi alıyor, bu krediyi ödemiyor ve bankaya kredi karşılığında elindeki AVM’yi veriyor. Banka aldığı bu AVM’yi hiç kimseye satamayınca, iki yıl sonra 48 milyara eski vekile geri veriyor. Aradaki 52 milyar uçup gidiyor ama vekil böreğin büyüğünü yemiş oluyor. Ne de olsa Yağma Hasanın Böreği.
Bizde börek biter mi? Bitmez tabii ki. Son günlerde ülke gündemini meşgul eden uyuşturucu belası konuşuluyor, yüzlerce torbacı yakalanıyor, sanatçılar, iş adamları ifadeye çağrılıyor. Bunlara kimse bir şey diyemez, bu olayların üzerine daha fazla gidilmeli. Ancak önemli bir konu var: torbacılar denizde bir damla, baronlar nerede? Mersin Limanı’nda 3,5 ton uyuşturucu, 8,5 ton uyuşturucu hap yakalanıyor ama ortada baron yok.
İstanbul Gaziosmanpaşa Adliyesi çay ocağında bir adam oturmuş çay içerken, çay ocağı sahibi gelip çay içen adama “Ne oldu, moralin bozuk, neşen yok, al şu hapı kendine gel” deyip adama hapı uzatıyor. Almak istemeyince çay ocağının sahibi “Al, al” deyince adam “Bu uyuşturucu mu? Bak ben hâkimim” deyince olay savcılığa iletiliyor. Yapılan aramalarda uzun namlulu silahlar ve uyuşturucular bulunuyor. Bunlar bir adliyede oluyorsa, gerisini düşünmek bile istemeyiz.
Bir de mecliste “Utanmıyor musunuz?” konusuna değinmek istiyorum. Yüksek puanlar alıp mülakatlarda elenen gençlerin hakkını yemeye utanmıyor musunuz diyen CHP milletvekillerine “Utanmıyoruz, utanılacak ne yaptık?” diyen AK Parti Grup Başkan Vekili Özlem Zengin’e ilaveten ben de bir şey söylemek istiyorum: Tüm vekiller için 229 bin 676 TL maaş alıp Meclis lokantasında 60 liraya kavurma yemeye utanmıyor musunuz?
Kalın sağlıcakla.
YORUMLAR