Ankara’da gerçekleştirilen Bayındır Memur-Sen 4. Büyük Türkiye Buluşması’na Genel Başkan Yalçın’ın yanı sıra; Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı Soner Can Tufanoğlu, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, 27. Dönem Ak Parti Konya Milletvekili Halil Etyemez, Memur-Sen Genel Başkan Yardımcıları, Bayındır Memur-Sen Yönetim Kurulu Üyeleri ile çok sayıda davetli ve misafir katıldı.
“Şimdi NATO’da İsveç’e Veto Zamanı”
Programda konuşan Genel Başkan Yalçın, İsveç’in NATO üyelik başvurusunun veto edilmesi gerektiğini söyledi. Yalçın, “İsveç, bizim şehitlerimizin, askerlerimizin katillerinin, PKK’nın yuvası olmuş ve merkez üssüne dönmüştür. İsveç’in şimdi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde NATO’ya üyeliği oylanacaktır. Siyasi partilerin nasıl karar verdiği önemli değil. Ben milletvekillerinin vicdanına sesleniyorum: Bir ABD, bütün dünyayı BM’de veto ediyorsa, bu anlamda BM’deki hiçbir ülkenin bir anlamı yoksa; şimdi bütün milletvekillerine çağrıda bulunuyorum; NATO üyeliğini iptal edin! Vetonun ne olduğunu ABD de öğrensin!” dedi.
“Mühendislik Meslek Kanunu İçin Mutfak Çalışması Yapıyoruz”
Konuşmalarını sürdüren Yalçın, Meslek Kanunu’na dikkat çekerek, “Devlet adalet ve hakkaniyet üzerine yürümeli. Tekil düzenlemeler bütün hikâyeyi bozdu. Bütün sıkıntısını kamuda biz çekiyoruz. İnsanımız bizi buluyor ve öfkesini bize yansıtıyor. Bu açıdan düzenlemeler adaletli olmalı. Üzerimize düşeni yapmanın gayreti içerisindeyiz. Mühendisler için mühendislik meslek kanunu olmadan bu gemiyi toparlamak mümkün değil. Bu konuda da sendikalarımızla mutfak çalışması yaparak üzerimize düşeni yapmaya gayret göstereceğiz” ifadelerini kullandı.
“Dünyada Adalet Olsun İstiyorsak Gayreti Başkasından Bekleyemeyiz”
Bütün insanlık için çalışmalarını sürdürdüklerini ifade eden Yalçın, “Bu yükümlülük bizim omuzlarımızdadır. Bu hissiyatla devamlı hareket halindeyiz. Gazze ve mazlum coğrafyalar için mücadelemizi sürdüreceğiz. Bu bizim kuruluş gerekçemiz. Kuruluşumuz üç sacayak üzerine kurulu: Üyemiz, ülkemiz ve yer küremiz. Biz sadece salt ücret sendikacılığı yapmayacağız. Ücret sendikacılığını da içinde bulunduran hizmet sendikacılığı da yapacağız. Yelpazeyi geniş tuttuğumuz için diğerlerinden ayrılıyoruz. Biz, dün köhne zihniyetlerin sopası korsan gemilerin limanına dönüşen, milletin inancıyla karşı karşıya gelip dalga geçen, Demokles’in kılıcı gibi milletin ensesinde soluyan, örgütlü yapılarıyla örgütsüz geniş kitleleri sindirmeye çalışan, turnike koymaya çalışan, kamusal alan yalanını uydurmaya çalışan, toplumu yaftalayan, insanları etiketleyen zorba zeminlere itiraz için kurulduk. Geldiğimiz noktaya da şükrediyoruz. Ülkenin demokratikleşmesini, dünkü tortuların ortadan kaldırılmasını, korkuların geride bırakılmasını, kamusal alan yalanının tarihin çöp sepetine atılmasını, katsayı adaletsizliğinden milli güvenlik sorunlarına varana kadar her şeyin artık geride kalmasına ve ülkenin nefes almasına vesile olan bir teşkilat olarak yeryüzünde nerede bir mazlum ve mağdur varsa, onların dilini ya da dinini sormayız. Mazlumun dini sorulmaz. Bizim durduğumuz nokta, insan onur ve haysiyetinin yükseltilmesidir. Ten rengimiz farklı olsa da ter rengimiz aynı. Göz rengimiz farklı olsa da gözyaşımızın rengi aynı” şeklinde konuştu.
Tufanoğlu: Birlik ve Beraberlik İçinde Yeni Zirvelere Yürüyeceğiz
Programın açış konuşmasını gerçekleştiren Bayındır Memur-Sen Genel Başkanı ve Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Soner Can Tufanoğlu, “Bizler insana ve insanı yücelten değerlere, insan onuruna sahip çıkan, Büyük Bayındır Memur-Sen Ailesiyiz. Nerede ihtiyaç varsa orada olan, vicdanlarımızın yardım eli AFAD çalışanlarıyız. Yaşadığımız acı felaketler gösterdi ki yeniden şehirler kuran, ülkemiz için hayati önem sahip kentsel dönüşüm projelerini yürüten Çevre ve Şehircilik Bakanlığı çalışanlarıyız.
Ülkemizin alt yapı yatırımlarının finansmanını sağlayan ve yapan İller Bankası çalışanlarıyız. ‘Tapu bir ülkenin namusudur’ anlayışıyla hareket eden Tapu ve Kadastro çalışanlarıyız. ‘Gidemediğin yer senin değildir’ sözünü şiar edinen Karayolları çalışanlarıyız. TOKİ, GAP, DOKAP, DOP çalışanlarıyla, Türkiye Yüzyılının inşasına öncülük eden iş yeri temsilcisinden, şube başkanına, il başkanlarımızdan Genel Başkanına kadar biriz ve bütünüz.
Bayındır Memur-Sen olarak, geleceğimizi imar ve inşa ederken birlik ve beraberlik içinde yeni zirvelere yürüyeceğiz. Yeni zirvelere yürürken adaletten ayrılmayacağız, ehliyet ve liyakati benimseyip istişare etmeyi unutmayacağız. Yeni zirvelere yürürken vefamızı ve merhametimizi kaybetmeyeceğiz. Önce davam, önce ülkem, önce milletim diyerek daha çok çalışacağız” dedi.
“Memur-Sen Yerli ve Milli Bir Sendikadır”
Programa katılan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakan Yardımcısı Refik Tuzcuoğlu, Memur-Sen’in yerli ve milli bir sendika olduğuna dikkat çekti. Tuzcuoğlu, “Mehmet Akif İnan, şair kişiliğinin yanında Memur-Sen’in kuruluşuna imza attı. Yerli ve milli bir yapının teşekkül etmesini sağladı. Onun izinden giden bu büyük aileyi de takdir ve tebrik ediyorum. Türkiye’de memurların hakkını savunuyorum diye çalışmalar yapan bazı sendikaların da hakikaten yerlilikten ve millilikten ne kadar uzak olduğuna şahit oluyoruz” diye konuştu.
“Sendikanın Topluma Karşı Sorumlulukları Var”
- Dönem Ak Parti Konya Milletvekili ve Çalışma ve Sosyal Güvenlik eski Bakan Yardımcısı Halil Etyemez ise “Sendika, yaşadığı toplumun değerlerini yüceltmek, varlığını devam ettirmek ve geleceğini inşa edecek çalışmaların içerisinde olmalıdır. Bu açıdan Memur-Sen’in amaçları çok yönlüdür. Medeniyetimizin değişimi, dönüşümü için uğraşırken, aynı zamanda kamu görevlilerimizin haklarını da genişletmek için uğraşır. Memur-Sen’in bugünlere gelmesinde, Türkiye’nin en güçlü örgütlü yapı olmasında edindiği vizyon ve misyon vardır. Ben de bu çatı altında yetiştiğimi göğsümü gere gere her yerde söyleyebiliyorum. Memur-Sen olmak bu milletin kendisi demektir. Örgütümüzün mensupları da bu şekilde aidiyet göstererek davamıza, medeniyetimize sahip çıkması gerekiyor” şeklinde konuştu.
Hasan AKAR