Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, temaslarda bulunmak üzere Lübnan’a geldi. Başkent Beyrut’ta temaslarına başlayan Bakan Fidan, Türk İşbirliği ve Koordinasyon Ajansı Başkanlığı (TİKA) tarafından restore edilen Lübnan Dışişleri Bakanlığı binasının resmi açılış törenine katıldı. Bakan Fidan daha sonra Lübnan Dışişleri ve Göçmenler Bakanı Abdallah Buhabib ile görüşme gerçekleştirdi. Görüşmede ikili ilişkilerin yanı sıra güncel bölgesel ve uluslararası gelişmeler ele alındı. Fidan ve Buhabib, ikili görüşmenin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.
Dışişleri Bakanı olarak Lübnan’a ilk ziyaretimi yaptığını kaydeden Bakan Fidan, “Kendisiyle sadece ikili ilişkilerimizi değil
bölgesel konuları özellikle şu anda devam eden Gazze krizini ve yaygınlaşma riski bulunan savaşı ele aldık. Görüşmelerime daha sonra başta Sayın Başbakan Necip Mikati olmak üzere diğer yetkililerle yapacağım toplantılarla devam edeceğim” dedi. Gazze’de yaşananların ve olması muhtemel diğer gelişmelerin gündemin ilk maddesi olduğunu kaydeden Bakan Fidan, “Burada tartışmalarımızı biz Türkiye olarak iki ana kulvarda götürmekteyiz. Birincisi Gazze’de şu anda devam etmekte olan dramın savaşın durdurulması kuşatmanın sona erdirilmesi ve sivil halkın mümkün olduğunca devam eden savaştan etkilenmemesi için alınacak tedbirler. Özellikle Gazze’deki nüfusa insani yardımların vakit kaybedilmeden ulaştırılması konusunda, hangi adımların nasıl atılması gerektiği konusunda hem bölge ülkeleriyle, hem uluslararası kuruluşlarla yoğun bir temas içindeyiz” ifadelerini kullandı.
“Bu savaştan daha büyük savaşlar çıkabileceği gibi tarihi bir barışla çıkabilir”
Türkiye olarak da krizin ilk gününden itibaren bölgeye insani yardım malzemeleri sevk edildiğini kaydeden Fidan, “Bu konuda başta Mısır olmak üzere diğer ülkelerle yakın iş birliği halindeyiz. Gazze’de devam eden insanlık dramının son bulması için çalışmalarımız aralıksız devam edecek. Bu esnada Gazze’deki dramın diğer ülkelere etkisinin azaltılması, savaşın başta Lübnan, Mısır ve Ürdün olmak üzere bölge ülkelerinin istikrarsızlaştırılmasına yol açacak bir şekilde gelişmesine de engel olmak için elimizden geleni yapıyoruz” dedi.
Bakan Fidan, Mısır’da gerçekleştirdiği görüşmelerde Mısır’la bu konuda dayanışma içinde olunduğunu ifade ettiğini hatırlatarak, “Burada da Lübnan’la Lübnan’ın istikrarsızlaştırılmasını sağlayacak olaylara karşı durmada beraber olduğumuzu söylemek istiyorum. Bu çatışmanın aslında daha büyük bir savaşın, savaşlar serisinin kapısını açmayı değil de daha büyük bir barışın zemini olması yolunda neler yapılabilir? Onun üzerinde çalışmaktayız. Ya bu savaştan daha büyük savaşlar çıkabileceği gibi tarihi bir barış da çıkabilir” açıklamasını yaptı.
“Yeni yönteme ilişkin fikirlerimizi de mevcut ortamlarda ve gelecek toplantılarda açıklamaya devam edeceğiz”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın buradan tarihi bir barış üretmenin mümkün olduğuna inandığını ve bunun için gerekli çalışmaları yaptığını sözlerine ekleyen Bakan, açıklamasını şu şekilde sürdürdü:
“Neredeyse uluslararası bir kabul haline gelmiş 1967 sınırlarına dayalı iki devletli Kudüs’ün başkent olduğu bir Filistin Devleti’nin kurulması konusunda artık uluslararası toplumun ciddi bir adım atması zamanı gelmiştir. Filistin Devleti’nin kurulması ertelendikçe bölgeye barış gelmeyecektir. Ve son olaylar bunun bir kez daha kanıtlayıcısı olmuştur. Bu noktada atılması gereken adımların kararlaştırılması için şu anda belli toplantıların zirvelerin yapılma kararı almış bulunuyor. Yarın Cidde’de İslam İşbirliği Teşkilatı, Dışişleri Bakanları olağanüstü toplantısı olacak.
Cumartesi günü Kahire’de Mısır’ın daveti üzerine liderler düzeyinde bir zirve yapılacak. Türkiye olarak biz hem ikili görüşmelerimizde hem çoklu görüşmelerde belli gerçekleri ifade etmekten geri durmuyoruz. Bunlardan birincisi bugüne kadar uygulanan yöntemlerin yetersizliği ve yanlışlığı. Bununla ilgili detaylı görüşmeleri muhataplarımızla yapmaktayız. Görüş birliği içerisinde hareket ediyoruz. Eski yöntemlerle yeni ve kalıcı bir çözümün ortaya çıkmayacağı aşikar olduğu için yeni yönteme ilişkin fikirlerimizi de mevcut ortamlarda ve gelecek toplantılarda açıklamaya devam edeceğiz”
“Özellikle Suriye meselesini konuştuk”
Lübnanlı mevkidaşı ile bölgesel konuları da konuşma imkanımız olduğunu kaydeden Bakan Fidan, “Özellikle Suriye meselesini konuştuk.
Lübnan’da 2 milyona yakın Suriyeli mülteci yaşamakta. Türkiye’de de 3,5 milyon civarında mülteci var. Bu mültecilerle ilgili dramın çözülmesi Suriye’de kalıcı bir siyasal çözümün bulunması için neler yapılabilir? O konuda görüş alışverişinde bulunduk” dedi.
TİKA tarafından onarımı yapılan Dışişleri Bakanlığı hizmet binasının açılışını yaptıklarını kaydeden Bakan Fidan, eski bir TİKA çalışanı olarak TİKA çalışmalarından gurur duyduğunu sözlerine ekledi.
Basın Fidan, Kahire’deki görüşmelerde Türkiye’nin ele alacağı konulara ilişkin soruya, “Biz bu konuda oldukça ciddiyiz. Netleşmiş fikirlerimiz var. O fikirlerimizi söylemeye devam edeceğiz. Bunların başında az önce ifade ettiğim gibi şu ana kadar Filistin Devleti’ne giden yolda aranan çözümlerin yeterli olmadığı tespitinin herkes tarafından kabul edilmesi ve yeni yöntem üzerinde durulması, buna ilişkin bazı fikirlerimiz var. Yani uzun yıllardır hegemonik güçlerin elinde bulunan medya gücüyle oluşturdukları algıyla problemin gerçek tabiatını unutturdukları hem kendilerine hem dünyanın kendi geri kalanına büyük bir yalan söylediklerini ve bu yalanı da kurumsallaştırdıklarını görmekteyiz. Artık buna bir son verme zamanı geldi.
Başta bu tanımlamaların değişmesi lazım. Birisinin toprağını işgal ediyorsunuz. işgal etmekle kalmayıp evine el koyuyorsunuz. Yıkıyorsunuz. Dışarı atıyorsunuz. Sonra bir başkasını getirip oraya koyuyorsunuz. Ve buna da bir terim buluyorsunuz. ‘Yerleşimci’ diyorsunuz. Bunun adı ‘hırsızlıktır’. Bunun artık bu şekilde ifade edilmesi lazım. Buna benzer yalanların artık kabul görmediği son olan olaylarda da ortaya çıktı. Yani bu yöntem ne İsraillilere ne Filistinlilere güvenlik ve barış getirmiyor. Artık bu yalandan yapılan haksızlıkların, zulmün kılıflara sokulmasından vazgeçilmesi lazım. Mescidi Aksa’yla ilgili hassasiyetlere uluslararası toplumun çok yüksek düzeyde dikkat etmesi lazım. Yani yıllardır uyarıyoruz.
Türkiye tarihi olan, mazisi olan güçlü ve tecrübeli bir devlettir. Yaptığımız uyarılara lütfen kulak verin. Kutsallarla oynanmaz. Kutsallarla daha büyük krize yol açacak şekilde ihlal girişiminde bulunamaz. Bunların derhal son bulması lazım. Tekrar ettiğim gibi bunlar İsraillilere de, Filistinlilere de ve bölgeye de bu hariç güvenlik getirmiyor. Bunu uluslararası toplum biliyor. Bizim uluslararası topluma çağrımız bildiğiniz gerçekle uyumlu bir politik davranış içinde bulunmanız ve bunun ne olduğunu sizler de biliyorsunuz biz de biliyoruz” açıklamasını yaptı.
Türkiye’nin arabulucu olup olmayacağına ilişkin soruya yanıt veren Bakan, “Geçtiğimiz günlerde Lübnan İsrail sınırında, İsrail saldırısı neticesinde hayatını kaybeden gazeteci Abdullah kardeşimizin ailesine başsağlığı diliyorum. Yani konuşmamda da ifade ettiğim gibi Türkiye olarak yani bize yapılan başvurular neticesinde her türlü kolaylaştırıcı ve insani rolü oynama konusunda Sayın Cumhurbaşkanımıza bir prensip kararı var. Bütün krizlerde biz bunu ortaya koyuyoruz. Şu ana kadar çeşitli ülkelerden özellikle vatandaşlarının salıverilmesi konusunda talepler aldık. Bunun neticesinde özellikle Hamas siyasi kanadıyla bu konuları görüşmeye başladık. Özellikle yabancıların, sivillerin ve çocukların bırakılması konusundaki çabalarımız devam etmekte. Kalıcı barışın sağlanması konusunda da çalışmalarımız devam edecek” ifadelerini kullandı.