Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

’Acı Kahve’nin dünya prömiyeri yapıldı

ULUSLARARASI ANTALYA ALTIN PORTAKAL FİLM FESTİVALİ’NDE SONER SERT’İN YÖNETTİĞİ ACI KAHVE FİLMİNİN DÜNYA PRÖMİYERİ YAPILDI.

ULUSLARARASI ANTALYA ALTIN PORTAKAL

Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde Soner Sert’in yönettiği “Acı Kahve” filminin dünya prömiyeri yapıldı.

61’incisi düzenlenen Antalya Altın Portakal Film Festivali, film gösterimleri ve söyleşilerle devam ediyor. Festival kapsamında Ulusal Uzun Metraj Film Yarışması kategorisinde yer alan Acı Kahve filminin gösterimi Atatürk Kültür Merkezi Aspendos Salonu’nda gerçekleştirildi. Söz töreni için kız tarafının evinde bir araya gelen ailelerin doğal hallerinin anlatıldığı filmde, Nazan Kesal, Buçe Buse Kahraman, Reha Özcan, Şerif Erol, Benian Dönmez, Name Önal ve Atay Yıldız rol alıyor. Film sonrası Yönetmen Soner Sert, yapım ekibi ve oyuncular seyircilerden gelen soruları yanıtladı.

Filmi 10 günde çektiklerini ifade eden Yönetmen ve Senarist Soner Sert, “Aklımda bu fikir canlanmaya başladığı andan itibaren kurmaca bir hikayeyi belgesel gibi çekme fikri vardı, oradan yola çıkarak hikayenin biçimini ortaya çıkardık” diye konuştu.

“Ailelerin içinde küçücük kız çocukları neden öldürülüyor?”

Filmde genç çiftlerden kızın annesini canlandıran Nazan Kesal, “Çok sıkışık bir zaman diliminde hep beraber birbirimizle dayanışarak, bağımsız sinemanın koşullarını bilerek isteyerek ve bununla mücadele eden bir yerden bu filme sahip çıktık. 10 günde bitirdik, su gibi aktı. Anneyi iyi oynadığımı düşünmüyorum, çok eleştirdiğim bir anne. Bazen oyuncu olarak karakterlerimi haklı bulmak istiyorum, onun doğruculuğuna dayanmak istiyorum. Ne yazık ki her zaman onaylayacağımız rolleri oynayamıyoruz, buradaki anne gibi. Bir katile burjuva diye kızının evlilik yaşamında kendisinden çok daha iyi bir hikayesi olsun diye genç damadı sindirebilen bir anneyi oynadım. Hiç kimse sindirmesin, bu film aslında bana göre Türkiye’de aile yapısını sorgulayan, ailenin kutsaldır ya bunun üzerine düşünmemizi sağlayan bir yanı var, benim en çok yaslandığım yer bu oldu. Aile her şeyse o zaman o ailelerin içinde küçücük kız çocukları neden öldürülüyor? Eğer aile kutsalsa bizim filmimizde olduğu gibi kızın gönlü razı olmadan anne baba bu evliliğe nasıl razı geliyor?” diye konuştu.