Çanakkale Savaşları’nın yaşandığı Tarihi Gelibolu Yarımadası’nda bir asır sonra restorasyon çalışmalarıyla ayağa kaldırılan, Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin 3 Kasım 1914’te ilk bombaladığı yer olan ilk şehitlerin verildiği Seddülbahir Kalesi, Uluslararası Domus Restorasyon ve Koruma Ödülleri’nde farklı ülkelerden 176 başvuru arasından Kısa Liste Ödülü’ne layık görüldü.
IV. Mehmet’in annesi Hatice Turhan Sultan tarafından yaptırılan Seddülbahir Kalesi, 17. yüzyıl kalesidir. Tarihin en kanlı savaşları arasında yer alan ve Mehmetçiğin kahramanlığı sayesinde ’Çanakkale Geçilmez’ destanının yazıldığı Çanakkale Savaşları’nda, Gelibolu Yarımadası’ndaki Seddülbahir Kalesi, boğazın güvenliğinde çok önemli rol oynadı. 108 yıl önce ’yedi düvel’e karşı Mehmetçik ile beraber karşı koyan kale, isabet eden top atışlarıyla gazi oldu.
Çanakkale Boğazı’nı geçmek isteyen itilaf devletlerinin gemilerinden atılan top mermileri ile büyük hasar alan Tarihi Gelibolu Yarımadası’ndaki Seddülbahir Kalesi, aradan geçen bir asırlık zaman diliminde doğa şartları nedeniyle zarar gördü. Harap haldeki kaleyi ayağa kaldırıp, açık hava müzesi haline getirmek için Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı’nca 2015 yılında başlatılan restorasyon ve çevre düzenlemesi çalışmaları tamamlandı. 18 Mart Şehitleri Anma Günü ve Çanakkale Deniz Zaferi’nin 108’inci yıldönümünde Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından ziyarete açıldı. Seddülbahir Kalesi Müzesinde, ziyaretçiler kalenin 17. yüzyıldan bugüne kadar ki tarihi hakkında bilgilendiriliyor. Ziyaretçiler, Çanakkale Savaşları’nın ilk şehitlerinin yer aldığı kabristanı ziyaret edip, 1915 Çanakkale Savaşları’nın bu kalede yaşanan kısımlarını, o dönemin savaş malzemelerini, belgelerini inceleyebiliyor. Seddülbahir Kalesinin restorasyon ve kazı çalışmaları sırasında çıkan Osmanlı asker künyeleri, Fransız cep saati, Osmanlı el bombası, Krupp topu namlu temizleme harbisi, Fransız ve Senegal asker palaları, Osmanlı mavzer süngüleri, Osmanlı süngü kını, Osmanlı palaska barutluğu, Osmanlı, Fransız ve Avustralya Asker Üniforması kol düğmeleri, mermiler ve Fransız mühimmat sandığı ile savaşın izleri yaşatılıyor.
Seddülbahir Kalesi Kısa Liste Ödülü’ne layık görüldü
25 yıl süren araştırma, belgeleme, projelendirme ve uygulama çalışmalarının son sekiz yılında proje yürütücülüğünü üstlenen Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığının ilk master projesi olarak Cumhuriyetin 100. Yılında tamamlanarak ziyarete açılan Seddülbahir Kalesi’ne İtalya’dan önemli bir ödül geldi. Ferraro Üniversitesi Mimarlık Fakültesi tarafından 2010 yılından itibaren Mimarlık alanında bilim camiası tarafından belirlenen koruma ilkelerini bilinçli olarak yorumlayan ve uygulayan, çağdaş ifade biçimlerinden yararlanan önemli projelerin değerlendirildiği Uluslararası Domus Restorasyon ve Koruma Ödülleri’nde farklı ülkelerden 176 başvuru arasından Kısa Liste Ödülü’ne layık görülen Seddülbahir Kalesi Projesi adına törene Proje Bilimsel Danışma Kurulu Üyeleri Prof. Dr. Lucienne Şenocak ve Dr. Öğretim Üyesi Gülsün Tanyeli ile birlikte ÇATAB Restorasyon ve Yapım Uygulamaları Koordinatörü Mustafa Kafkas Dereli katıldı. İstanbul Teknik Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nden öğretim görevlilerinin yanı sıra farklı disiplinlerden yüzlerce bilim insanı ve uzmanın katkıları ile sonlandırılan proje ile Seddülbahir Kalesi, Çanakkale Savaşları Gelibolu Tarihi Alan Başkanlığı tarafından ülkenin taşınmaz kültür varlığı envanterine yeniden dahil edildi.
Seddülbahir Kalesi
Çanakkale’nin Eceabat ilçesine bağlı Seddülbahir Köyü’nde yer alan, 1. derece arkeolojik-askeri-harp tarihi-kentsel sit alanında bulunan Seddülbahir Kalesi, Gelibolu Yarımadası’nın en güney ucunda bulunmaktadır. Kale, Tarihi Alan içinde yer almakta olup Boğaz’a girişte Ertuğrul (Cape Helles) ve Morto Koyları arasında kalan burun üzerindedir. Seddül-bahr yani ’denizin seddi’ anlamına gelen yaklaşık 22 bin metrekarelik alanda konumlanmış kalenin Venedik saldırılarına karşı 17’nci yüzyılda, Osmanlı tarihinde banisi (yaptıranı) kadın olan ilk askeri yapı olma özelliği taşıması bakımından önemli olup, Hatice Turhan Sultan (IV.Mehmed’in annesi) tarafından 17. Yüzyılda inşasına başlanmıştır. Kale, topografik durumu nedeniyle asimetrik düzensiz bir plan özelliğine sahiptir. Kalenin dört köşesinde birer, kuzey batı köşesinde de bir olmak üzere 5 burcu vardır. Bu burçlar birbirlerine sur duvarlarıyla bağlanmıştır. Kalede güney doğudan kuzey batıya 3 kademeli sur ile hisar peçe oluşur.