Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Hatice Kübra Pehlivan

CENGİZ AYTMATOV’UN ROMANLARINDA KADIN

Kadın neydi? Sevgiydi.

Sevgi neydi? Sevgi emekti.

Sevgi bir anlık bir delilik değil ömrün boyu emek vermekti…

Cengiz Aytmatov ‘Selvi Boylum Al Yazmalım’ romanında Asel ile bizlere güçlü bir kadın örneği, aksine İlyas ile ise bizlere zaaflarının kurbanı bir erkek örneği veriyor .

İlyas kadınları güçsüz ve korkak buldu. Erkeklere ise kadından farkınız ne diyerek kadınlığı küçük gördü. Oysaki her şey fiziksel güç değildi. En güçsüz oydu . En güçsüz İlyastı.

Sevgilisi Asel’i ise ona gücün cinsiyette olmadığını gösterdi. Kendine hakim olmak belki de en kuvvetli güçtü. İlyas onu her halükarda bekleyen bir kadın varken kendine hakim olamamasının kurbanı oldu. Bu onu hem Asel’inden hem de oğlundan etti . Hayatında bir kere bile oğluna oğlum diyemedi bu onun ödediği en büyük bedel oldu .Bir kadına yaşattığı o unutulmaz acı için yetersizdi belki de .En güçsüz oydu .En güçsüz İlyastı.

Kitabımızın kadın karakteri Asel belki kurban ama çok güçlü bir kadın ..11 aylık çocuğu ile aile evine dönemedi. Kocasının evine, onu aldatan adamın evine gidemedi. Kadının dimdik duruşunu, bize aldığı o son kararla gösterdi..

Kadın neydi ? Sevgiydi.

Sevgi neydi ? Emekti.

Sevgi bir anlık bir delilik değil ömrün boyu emek vermekti .  Aytmatov bu kitabında bizlere

“belki bir gün yine mutlu olurum” diyerek bir kadının umutlarını anlattı.

“Yaşam her zaman insanın beklediklerini çıkarmıyor karşısına” diyerek te bir kadının yaşadığı zorlukları anlattı .

“Bir kez geçmişle bağları koparmaya kalkınca insan bütünüyle koparmalıydı” diyerek te bir kadının vazgeçişini anlattı .

Ve en son “dayanmak kolay mı?” diyerek Asel’e ve belki de onun nazarında bütün kadınlara dayanmak kolay mı? Diye sordu. Toprak ana romanında ise toprağa ana dedi. Baba değil ana dedi .

Çünkü toprak anaydı. Yavrusu ile ağlayandı. Şefkat kucağıydı. Bizi en son kabul edecek tek gerçek yuvaydı. Toprak Ana romanında ise

“Sen kadınsın sen her şeyin üstündesin daha bilgesin” diyerek kadına verilen değeri gösterdi .

Bozkırda mutluluklar kısa sürerdi. Bu kısa süren mutluluklara rağmen bir kadının bir kadına verdiği değer ve kıymeti gösterdi .

Toprak ana idi. Öğüt verirdi. Sığınaktı .. Toprak Ana’nın öğütlerinden birine kitapta şöyle yer veriyor:

“Gerçek mutluluk yavaş yavaş azar azar gelir ve bu bizim hayata bakış açımızla çevremizle çevremizdekilere karşı davranışımızla doğrudan doğruya ilgili ve orantılıdır. Mutluluk birbirini tamamlayan ufak tefek şeylerin birikmesinden doğuyor.”

Dişi kurdun rüyalarında ise Aytmatov bir annenin mücadelesini anlatıyor .

Bu romanında ise kadın yine bir anne rolünde.

Belki de bir anne kurdun insandan ne kadar daha şefkatli olabileceğini anlatıyor. O bir kurt insan değil ama o bir anne . Anne pes etmez mücadele eder yavrularını gördüğü her türlü kötülüğe karşı korur. Çünkü annenin kalbi yavrularına bağlıdır üzülseler üzülür, mutlu olsalar mutlu olur . Mücadele bir kadında belki de annelik ile başlar.

Sözlerimi Aytmatov’un şu sözü ile bitirmek istiyorum:

“İnsan her şeyi anlatamaz zaten kelimelerde her şeyi anlatmaya yetmez.”

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER