Filistin edebiyatının ölüme karşı hayatla direndiğini söyleyen Filistinli şair ve romancı İbrahim Nasrallah, Siyonist yazarların Siyonist askere dönüştüğünü belirtirken Filistinlilerin şehitlerine zılgıt çekmesi olayına ise “İnsanların önünde alenen sarf etmediğimiz gözyaşlarımızı Filistin özgür olunca çokça sarf edeceğiz” dedi.
Filistinli şair ve yazar İbrahim Nasrallah, Kocaeli Büyükşehir Belediyesi’nin düzenlediği Uluslararası Sezai Karakoç Günleri’nde vatandaşlarla bir araya geldi. Gazze’nin Siyonistler tarafından acımasızca bombalandığını söyleyen Nasrallah, Filistin edebiyatının ölüme karşı hayatla direndiğini vurguladı. Siyonist yazarların insancıl görünmeye çalışsalar dahi bir anda Siyonist bir askere dönüşebildiklerinin altını çizen Nasrallah, Sezai Karakoç’un Kudüs’ü ele aldığı Alınyazısı Saati şiirinden bir pasaj okudu. Kocaeli Kongre Merkezi’nde düzenlenen söyleşisinde Nasrallah’a sık sık alkışlarla karşılık veren Kocaelililer, aynı zamanda anlatılanlar karşısında duygusal anlar yaşadı.
“Eserlerimde Filistin halkının mülteci kamplarında yaşadığı zorluk ve sıkıntıları dillendirdim”
Siyonist işgalinin başladığı günlerde doğduğunu söyleyen Nasrallah, “İnsanların nasıl yaşadığını ve nasıl öldüğünü gözlerimle gördüm. Öyle bir süreç geçirdik ki umudun olmadığı bir süreydi. Çünkü acı hayatımızı kapsıyordu. Filistin halkının acılardan kurtulmak için en az 10 yıla ihtiyacı vardı. Bu yıllarda halkımın evini, arazisini kaybettiğine tanıklık ettim. Gördüğüm olaylar elbette hayatıma etki etti. Bu yaşanılan sıkıntılar, tanıklık etmiş olduğum şeyler sonraki deneyimlerime çok büyük katkısı oldu. Bu bağlamda birçok şiir ve roman ele aldım. Bu eserlerde Filistin halkının mülteci kamplarında yaşadığı zorluk ve sıkıntıları dillendirdim. Yazdıklarım Filistin halkının yaşadıklarıyla doğrudan bağlantısı olmasa da ona etkisinin olduğunu düşünüyorum” diye konuştu.
“İnsanların önünde alenen sarf etmediğimiz gözyaşlarımızı Filistin özgür olunca çokça sarf edeceğiz”
Nasrallah’a Filistinlilerin şehitlerine zılgıt çekmesi geleneğini kitabının girişine yazmasıyla ilgili soru yöneltildi. Bu soruya Nasrallah, “Filistinliler şehit görmekten mutlu oluyor şeklinde bir intiba vardı. Dolayısıyla bu eseri yazmış bulundum. Bu zılgıtlarla düşmanımıza siz bizi yenemezsiniz, siz bizi hezimete uğratamazsınız, yok edemezsiniz mesajı veriyoruz. Ama biliyoruz ki şehitlerin annesi herkesten fazla ağlayacaktır. Sadece yalnız kalacağı anı beklemektedir. Bu kitabın yazılış nedeni dünyada insanların Filistinlilerin şehitlerinden mutlu oluyorlar algısını yıkmak içindir. Filistinli annenin çok acı çektiğini aktarabilmek içindi. Ama insanların önünde alenen sarf etmediğimiz gözyaşlarımızı Filistin özgür olunca çokça sarf edeceğiz” yanıtını verdi.
“Siyonist varlık Filistin halkına dair ne varsa yok etmek istiyor”
Filistin edebiyatı Siyonistlerin yok etme politikasına karşı mücadele içerisinde olduğunu belirten Nasrallah, “Siyonist varlık Filistin halkına dair ne varsa yok etmek istiyor. Siyonist varlık yıllar önce Filistinlileri yok etmek için örgüt kurdu. İlk olarak köylerin ve şehirlerin isimlerini sildiler ve İbranice isimler koydular. İlk aşama böyle başladı. Sonrasında 500’e varan köyü yıktılar. 1948’de Gazze şeridi içerisinde kalanlar Arapça’nın silinmesi tehlikesiyle karşılaştı. Dolayısıyla şu an gördüğümüz edebiyatçılar bu adamların çocuklarıdır. Arapça’yı konuşmak, öğrenmek bir direniş türüydü. Dile tutunmasalardı, dillerini korumasalardı direniş edebiyatı diye bir şey göremezdik. Filistinliyi katlederek yok etmeyi amaçlamışlardır. Filistinlilere ait milyonlarca zeytin ağacını yok ettiler. İnsanlara, doğaya, ağaçlara karşı her türlü düşmanlığı gösteriyorlar. İçinde hayat olan her şeye karşılar. Filistin’e dair ne varsa karşılar” şeklinde konuştu.
“Siyonist yazarlar insancıl görünmeye çalışsalar da adeta Siyonist bir askere dönüşüyor”
Konuşmasını sürdüren Nasrallah, “Filistin halkı Siyonistlere karşı ölüme ölümle değil, ölüme karşı hayatla direnmekte. Siyonistler, Şifa Hastanesi’nde ve diğer yerlerde nasıl gerçekleri yok edip bulandırıyorlarsa, kendi edebiyatlarında da yalanları işliyorlar. Edebiyat güzellik demektir. Edebiyatın insanlığı öldürmek gibi rolü bulunmuyor. Siyonist yazarlar insancıl görünmeye çalışsalar da adeta Siyonist bir askere dönüşüyor. Edebiyat yalnızca güzelliğin yanında olursa edebiyat olur. İnsanlığın düşmanı ve ölümün dostu olursa edebiyatın edebiyat olması mümkün değildir” ifadelerini kullandı.
2018 yılında Arabic Booker Prize ödülünü kazanan İbrahim Nasrallah, 1954’te Amman-Ürdün’de, 1948’de anavatanlarından sökülen Filistinli bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Nasrallah şair, romancı, ressam ve fotoğrafçıdır. Ürdün’deki Al-Wihdat Mülteci Kampı’nda büyümüş, Ürdün’de öğrenim görmüş ve kamptaki eğitim enstitüsünden eğitim sertifikası almıştır. 2 yıl Suudi Arabistan’da öğretmen olarak çalışan Nasrallah, daha sonra Ürdün’e dönerek başta Ad-Dustur gazetesi olmak üzere çeşitli gazetelerde gazetecilik yapmıştır.
Nasrallah bugüne kadar 14 şiir, 23 roman ve 2 film eleştirisi kitabı yayınladı. 1985’te, her romanın bağımsız olduğu bir roman dizisi programında 250 yıllık modern Filistin tarihini kapsayan Filistin Trajikomedisi’ni yayınladı. Eserleri İngilizce, İtalyanca, Danca, Türkçe, İspanyolca, Farsça ve diğer dillere çevrildi. Nasrallah’ın kitapları Arap dünyasında en çok satan kitaplar arasında yer alıyor.