Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir
Gülten İmren

NEYİN PEŞİNDESİNİZ

Terörsüz bir Türkiye kim istemez? PKK silah bırakmaya karar verdi, bu çok güzel bir haber. Ancak demokratik platformlarda barışı konuşup çözüm yolları aranacak. Bu barışın ilk ateşini MHP Genel Başkanı Sayın Bahçeli yaktı, bunu bilmeyen yok. Bahçeli bu konuda ne kadar ısrar ettiyse Sayın Cumhurbaşkanı sürekli arka planda kaldı. İmralı’ya gidilip gelindi, alınan mesajlar siyasi partilerle paylaşıldı ve son İmralı dönüşünde PKK silah bırakma kararı aldı. Ama öyle “Biz silahları bıraktık, dağdan ayrılıp köyümüze dönüyoruz” diyen yok.

Demokratik ortamda siyaset yapmak isteyenler var. Yapmaları ya da yapmamaları kimsenin tekelinde değil. Ama mademki demokratik bir ortama davet ediyorsunuz, o zaman yasalar ölçüsünde hareket edebilirler. Ancak DEM parti eş genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, bakın konuyla ilgili neler söylüyor: “Silivri serbest kalmalı, hem bizden hem de bizden olmayan herkes serbest kalmalı” diyor. Peki aklımıza hemen şu soru geliyor: Demokratik bir ortamda barış konuşulacaksa, gerek DEM partiden gerekse CHP’den bir çok belediye başkanı tutuklu bulunuyor. Başta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, Beşiktaş, Şişli, Beylikdüzü belediye Başkanları, Selahattin Demirtaş, Can Atalay bunlar cezaevindeyken demokratik bir ortamdan nasıl bahsedilir?

Dediğimiz bir süreçte Sayın Bahçeli, fesih açıklamasıyla ilgili 8 maddelik bir açıklamayı şöyle sıralıyor: 1- Türkiye Cumhuriyeti Devleti tarihi bir eşikte. 2- Terörsüz Türkiye’nin meşalesi yakıldı. 3- Bugün kazanan barış ve kardeşlik. 4- Ekilen barış tohumları nihayet çiçek açtı. 5- Kırlarımızda çiçekler toplanacak. 6- Dağlarımızda kardeşliğin hiç kesilmeyecek esintileri hakim olacak. 7- Ucuz polemiklerin sahne aldığı sipariş gerginlikler bitirilmeli. 8- Tarihsel sorumluğu üzerine alan PKK’nın kurucu önderi Öcalan’a şükranlarımı sunuyorum.

Bunlar Sayın Bahçeli’nin söyledikleri. Bakın DEM’li Pervin Buldan neler söylüyor: “Geçmiş olsun AKP’ye. Kürtler statüyü elde etti, artık Suriye’de elde ettiği statüyü çok yakın zamanda Türkiye’de de Kürt halkının mücadelesi ile elde edilecektir. Kandil’deki dostlarımız, arkadaşlarımız, kardeşlerimiz, yoldaşlarımız Türkiye’ye gelmelidir, siyaset yapmalıdır. Sayın Karayılan, Sn. Bayık, Sülbüz Peri, Hakkari’nin gençleri çocukları dağlarda… AKP hükümetine 20 maddelik bir paket verdik, bu paket hükümet tarafından yasalaştırılmak zorundadır. 40 yıllık çatışmanın ve silahların susması buna bağlıdır.”

Kısacası barış süreci hayırlısıyla ve başarıyla oluşsun isteyenlerden olduğumu söylemek isterim. Ancak çelişkili demeçler biraz umudumu kırıyor. Barış süreci devam ededursun, biraz da bizim vekillere bakalım, neler demişler, neler yapmışlar.

Son günlerde AK Parti Milletvekili Mustafa Canbey’in Serkan Sarı için sarf ettiği sözler Balıkesir’de çok konuşulur oldu: “Boş gezenin boş kalfası, bal yapmayan arı…” Bu sözler Canbey’e ait. Balıkesir’in iki milletvekili: biri iktidar, diğeri ana muhalefet partisi mensubu; biri İletişim Fakültesi mezunu, diğeri Eczacı. Şimdi ikisi için de eşit mesafede durup değerlendirme yaparsak, bu tavırlar geçtiğimiz yıllardan bu yana devam ediyor.

2024 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlamalarında konuşan Canbey, Balıkesir basınına destek verdiklerini söyleyerek süslü sözler sarf etmişti. Bunun üzerine CHP Milletvekili Serkan Sarı, basının baskı altına alındığını, çalışma koşullarını hükümetin zora soktuğunu, basının özgür olmadığını söylemesi Canbey’in canını sıkmıştı, anımsıyorum.

TBMM’de Serkan Sarı’nın her oturumda söz aldığı ve Balıkesir’in sorunlarını dile getirdiğini biliyoruz. İvrindi Korucu yolunun bitirilmediği, Dursunbey Kepsut yolunun tamamlanmaması, her geçen gün ölümlü kazaların meydana gelmesi nedeniyle yapılan hatırlatmalar Sayın Vekilimizi biraz kızdırmış olabilir mi acaba? Ancak ne olursa olsun, eskiler kadar hoşgörülü olamadığımızı kanıtlamak istiyorum.

Adalet Partili bir Milletvekili İsmet İnönü’yü fazla eleştirince Süleyman Demirel, o Milletvekilini odasına çağırıp ve şöyle diyor: “İsmet Paşa’yı fazla eleştiriyorsun. İsmet Paşa’nın ardında iki cephede kazandığı zaferi var. Senin arkanda terzinin diktiği ceketten başka ne var?”

Kalın Sağlıcakla.

 

YORUMLAR

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

YAZARLAR
TÜMÜ

SON HABERLER