Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Prof. Dr. Eker: “Türkiye’de kent kavramına uygun bir şehir göremiyorum”

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ (OMÜ) GÜZEL SANATLAR FAKÜLTESİ RESİM BÖLÜMÜ ÖĞRETİM GÖREVLİSİ PROF. DR. METİN EKER, TÜRKİYE’DE KENT KAVRAMINA UYGUN BİR ŞEHİR OLMADIĞINI BELİRTEREK, SANAT VE ESTETİK İLE BİRLİKTE ŞEHİRLERİN KENT GÖRÜNÜMÜNE KAVUŞABİLECEĞİNİ SÖYLEDİ.

ONDOKUZ MAYIS ÜNİVERSİTESİ (OMÜ)

SAMSUN (İHA) – Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi Resim Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Metin Eker, Türkiye’de kent kavramına uygun bir şehir olmadığını ileri sürerek, sanat ve estetikle birlikte şehirlerin kent görünümüne kavuşabileceğini söyledi.

Turizm Haftası etkinlikleri kapsamında Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürlüğü tarafından Samsun Müzesi’nde ‘Turizmde Estetik’ konulu panel düzenlendi. OMÜ’den Prof. Dr. Metin Eker, Doç. Dr. Çağlayan Yağmur ve Doç. Dr. Mutlu Kaya’nın konuşmacı olarak katıldığı panelin moderatörlüğünü ise OMÜ Turizm Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yetkin Bulut yaptı.

“Türkiye’de kent kavramına uygun bir şehir göremiyorum”

Kent kavramını karşılayan bir şehrin Türkiye’de olmadığına öne süren Prof. Dr. Metin Eker, “Şehir ve kenti ayırıyorum. Şehir daha dağınık ve yatay geliyor. Kent dinamik ve dikey bir kavram olarak geliyor. Kent dediğimiz, kendi içerisinde bütün rutinleri ayarlanmış, yaşamsal pratikleri güncellenmiş, bir program dahilinde işleyen kent uzayı çağrışımı geliyor. Ülkemizde şehirlerde estetik kavramı yeni yeni gündeme alınıyor. Türkiye’de kent var mı diye sorsak aslında şu anda Türkiye’de kent kavramına uygun bir şehir göremiyorum. ‘Megakent’ dediğimiz İstanbul’a aynı zamanda ‘megaköy’ de diyoruz. Paris, Londra ve New York böyle değil. Kent zorunlu bir mekan. Ülkemizin nüfusunun yüzde 80’inden fazlası kent dediğimiz yerlerde yaşıyor” dedi.

“Şehirler bize mesaj gönderen iletim vasıtası olan materyaller ile dolu”

İnsanların şehirlerde görüntü kirliliğine maruz kaldığını ifade eden Prof. Dr. Eker, “Kentlerde görsel kirliliğin yanı sıra gürültü kirliliği de mevcut. Görsel kirlilik sadece gözü rahatsız ediyor. Görsel gürültü ise ruhumuzu rahatsız ediyor. Artık o kirlilik bizi rahatsız ediyor, algısal psikolojimizi olumsuz etkiliyorsa o artık gürültü olmaya başlamıştır. Kirlilik göze bir ses gibi gelmeye başlamıştır. Tüm duygu mekanizmamızı işgal etmeye başlamıştır. 2000 yılında 12 saniyede bir görsel ya da yazılı mesaj alan bir insan düşünün. 2013 yılında 8 saniyede bir, 2020 yılında 6 saniyede bir, şimdi de 5 saniyede bir görsel materyal ile mesaj alıyoruz. Youtube’de günde 4 milyar video izleniyor, Facebook’ta 4,7 milyar içerik paylaşılıyor, İnstagram’da günde 1,5 milyar beğeni gönderiliyor ve X’te de 500 milyon paylaşım yapılıyor. Kent uzayında da bu görsellerin çok olduğunu görürüz. Dışarı çıktığımızda reklam panoları, imgeler, logolar, mesajlar, vitrinler gibi her şey bize doğrudan göndermede bulunan iletim vasıtası olan materyaller ile dolu” diye konuştu.

“Kentlerin görsel bombardımanı içerisinde maruz kaldığımız mekanlar bize ruhsal deneyim yaşatıyor”

Kentlerdeki görsel bombardımanların estetik ve sanat ile değiştirilebileceğine dikkat çeken Eker, “Günde ortalama 3 bin ile 20 bin arasında zihnimize, gözümüze mesaj yerleşiyor. Bu da zihnimizi dolduruyor. Artık zihinsel meşguliyeti ortaya koyan bildirimlerin, görsel materyallerin çoğu bir çöp yığını oluşturuyor. Bu yığını nasıl dönüştüreceğiz ya da silip atacağız? Bunu insan zihni güzel bir şekilde başaramıyor. Bunu başarmak için projeye gerek var. Bunu da sanat ile yapabileceğimizi fark edebildik. Sanat bir geri dönüşüm sağlayabiliyor. Estetik de bunun içerisinde dahil edildiğinde sanat ve estetik görsel gürültünün ortadan kaldırılmasında ve zihnimizin meşgul olmasını sağlayacak çöplerin ortadan kaldırılmasına yardımcı oluyor. Bu estetiği kent uzayı içerisinde planlayabiliriz, uygulayabiliriz. Kentlerin görsel bombardımanı içerisinde maruz kaldığımız ya da zorunlu olduğumuz mekanlar bize ruhsal deneyim yaşatıyor. Kent uzayı bizde fizyolojik, ruhsal ve mekanik olarak mekan algısı oluşturuyor, aynı zamanda da aidiyet, bağlılık ve kimlik profilleri açısında da mekan deneyimi oluşturuyor. Artık kendi kimliğimizde ‘kentliyiz’ profilini işliyoruz. Samsun’da da kent estetiği açısından 2016 yılından itibaren bir eğilim oluştu. Bununla ilgili de projeler geliştirildi” şeklinde konuştu.

Panelde Doç. Dr. Çağlayan Yağmur ve Doç. Dr. Mutlu Kaya da kendi konuları hakkında konuştu. Panele Samsun İl Kültür ve Turizm Müdürü Cemal Almaz ve vatandaşlar katıldı.